10
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
1709
Okunma
sen Pirâye
acı avazların gürbüz kadını
ıhlara gözlü sarp çağlayan
akit tutmaz yeminlerin sol ayağı
tüm sabahların ateş böceği
yüreklere çakılan gök kuşağı
bir türlü içinden çıkılamayan aşk demliği
bakardın ovaları dağları deler gibi
boyun eğer çiçekler
ram tutar iklimler
bilmezdin
beyaz görmüş karanlık gibi titrerdi ortalık
büyür, büyülenir
aç zambaklar gibi çiğnenir toprak
sen Pirâye
kül dudaklı şahmerdan
gamsız kuytulara tünemiş ıssız keman
susuyorsun nicedir
nedir nedendir zamana asılı mahkum şimdi
dem kesmiş kurumuş
karanlık çayların dudakları
her renk sendin her kavga her ter
en büyük harfin
en azgın cümlenin gidebileceği en uzak yer
denizler sana limandı
dünya senin çevrende umman
baş döndürür küllediğin esrar
parıldardı gök gözlerinde
sen Pirâye
ellemeden dokunmadan
irisleriyle
ilikleri tutuşturan İlâhi şaman
başlı başına şarkıydın sen
sözde hafif ağrıda ağır
şiirdin
daha yazmadan
yazdırmadan insanı tutuklayan kitap
bir can daha alırdın
yumuk gözlerini gömdüğünde yanaklara
ümmî gemiler boğulurdu her defasında sarhoş bulanık
batardı gemiler öyle boğazımda
sırtına değdiğinde sitemler!
bakardın
oturur bir peykeye okurdum
delerdin içimi okunulası cümleler gibi
okun âlâsı!
ToprağınSesi
.
5.0
100% (21)