3
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1374
Okunma
Saçları şelale şelale omzundan aşağı akardı
o gülünce geceler ışırdı sevincinden
adamın içi giderdi
Dudakları vişne çürüğü ve dolgun olmasa da
dili elma şekeri
ve beyni aşka müptela
Frensin güzel kadındı,. aşıktı aşka
Başı omuzun da yıldızları seyrederdi
yıldızlar gülüşüne kıs kıs gülerdi
o öpdükçe mehtabı gözlerinden
ölürdük gülmekten
Yani bizim Ahmet’e yangındı Frensin
Ahmet ise kopuk bir serseri
ayaksızın ileri gideni
eli balda gözü matmazellerle oynaşta
Kıza hoşçakal bile demedi
ceketini omuzuna atıp çekip gitti
Gidiş o gidiş,ulan ne yapıyorsun diyemedik
meseleyi sonra öğrendik
bir ispanyol çingenesi bulmuştu kendine
fındık kıracak hergele
Sonra Frensin’in Paris’i terk ettiğini öğrendik
Frensin asildi, güzeldi
ve güldüğünde bir yetmişlik içmiş gibi olurdu adam
her bakışta Güneş kahrolur ona yanardı
Kızın saçları "amour" kokardı
Ahmet onu hiç anlamadı
anlasa ona kocaman bir dünya yaratacaktı kadın
Frensin’in elleri kaldı Eyfel de
bir de ateş rengi gözleri
Bu yüzden Eyfel’in en ıssız gölgesine siner
aşka kınalı güvercinler.
.
5.0
100% (4)