Bana mı hava atıyorsunuz Saygıdeğer Kuş Hanım?
Bu cilve, bu naz, rüzgarla danslar da neyin nesi?
Hangi toprağa dokunsanız, çatlayacak sanki narin yüreğiniz
Siz de bir garip hâl , ben tarumâr.

Nasıl da kanat çırpıyorsunuz
Kalbim harabe, kırık kanatlarımı görüyor musunuz?
Bakmayın kahveyle sigara içtiğime üst üste
Zevk alıyorsam tövbe, haşa yeminle!
Olur da yudumlamak isterseniz acı acı
Buyurun sohbeti latif cananın ellerine

Ne kadar yumuşak değil mi şu ceylanın elleri?
Evet, seviyorum onu biliyor musunuz?
Ne ola ki sevda ateşten gömlek
Giyeli çeşmi giryan efkarla özlemli

Ufacık ağzınızla ne de güzel şakıyorsunuz
Birazdan yüreğime inecek, lütfen susunuz
Biraz şarkı, çokça hasret ısıttım geceye yeni.

Bu gece gözlerini kapatıp avuçlarımda,
Onu nasıl sevdiğimi hayal et sen de
Kusura bakma az önce ondan bahsetmiştim
Olmayana nasıl da kanar insanoğlu, şahit ol
Bimar olmuş gönlü imar olmaya meyleder yâriyle
Bu ne aşk ne de meşktir
Uzun bir hece yalnız
Dinle!

Saygıdeğer Kuş Hanım,
İsyanım, figanım size olur mu hiç?
Gücenmeyin hüsnü mahluktur titreyen kalbiniz

Raciye taliplik zor geldi nefse
Malumun eşrarın kahrından değil
Ahyarın vefasızlığından çeker şu insan
Siz, saygıdeğer, cilveli, müzeyyen kuş
Ağyar olmak mıdır emeliniz kamu niyazda?

Sakın hor gördüğümü sanmayınız sizi,
Ancak bu acımı sizle de paylaşmak müşkül oldu imdi
Göreceğim daha çok güzel gün var belki de ömür de,
Bu gece hazan bastıysa, bahar da elbet gelir
Gecikse de, yansa da gelir
Tarfetü’l-ayn’da ânâ-ül leyl kan akıtmaya
Yâr gecikse de, çaryâr selam edip, rüyamıza gelir

Müsaade bana, uyuyunuz siz rahatça avucumda
Bu dem gitmekle tükenmez.
Saygıdeğer Kuş Hanım,
Bilmem manası var mıdır mabedinizde
Zira şu ellerim yârin gözyaşlarından hatıradır
Öpebilirsiniz, kapatıp gözlerinizi dünyaya