10
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
2106
Okunma

Dudaklarımın arasında yaralı bir ünlem izi
Ünlem ki örseli esi…
Gökyüzünden kırlangıçları topluyorum
Dönmenin iki damla acısı süzüldükçe gözlerinden
-Ki dönmenin yenilmek olmadığı tüm dönüşlere demişken
Işığını feda ederek gözbebeklerimin-
Ağır aksak kelam susuyorum
Tarumar alfabemle içimde ki boşluğa
Acıyan y/anımla hayıflanarak…
Bir şairin kaleminden öykünmek isteyen
Ve özünü sıradanlaştıran suretlerden kaçarak
Boğazıma düğümlenen harflerden bir demet kaygı seçip
Merhaba diyorum tüm kırlangıçlara öykünerek
Merhaba gökyüzüne al veda salan
Kendine eksilen
Ayrılığa yarım yıllık ömrüyle çoğalanlara…
Varlığım hükümsüzken gecenin siyahi şalı altında
Bir bebeğim boşluğa bıraktığı çığlık misali yankıyım kendime
Yusuf’un Züleyha’ya sarf ettiği ince sızı kelimelerle
Sayfanın beyazında can çekişiyorum
-Ki nicedir aşkın piri şems kaylulelerde-
Al gülün yaprağında yaralı bir koku
Uçurum kenarında naif bir doku
Bülbülün dudağında kesik bir suskuyum
Tüm bu nihayetsiz dar vakitlerde…
Kavruk sarı bir masal yarım kalmışlığıyla
Dokunuyor uzak yollardan içimin kıyılarına
Ölüme düş kuran ömrüm
Kıskansa da babamı benden çok seven meleği
Sen’deliyorum durmadan anımsamalarda
Adını topuğuma yazmıştın oysa
Ve her yarın bir düne gebeyken
Basamıyorum sağlam adım gün tazesi umutlara
Mimiği olamıyorum düş rengi gülüşlerin
Çoğul zamanların angarya kederleriyle
Hemhal olsam da
Ellerinden tutup yürüyoruz gölgemle
Mecalsiz dokunuyorum saçlarına çocukluğumun
Men ediyorum sonrasında gönlümü
Kifayetsiz kaldığım
7 yaşıma ram hüznün hâr hallerine…
Ahşap kapılarda gıcırdayan görkemli acılara
Bir dip not düştü ünlem
Boşluklar acıtıyor içimizi dünlerin sağrısında
Göğe küs güvercinler misali
Beynimiz küs kalbimize
Koca bir kentin korkusunu taşıyoruz bu yüzden gözlerimizde…
Bağışlıyorum içimin boşluğunu tüm ünlemlere/parantez içine alınmış sessizliğimle…