28
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1466
Okunma

tutuştu buzdan mürekkep
çaresizlik ateşten kor
giyindi acıdan al kefeni
tek tek
cesaretli sözleri
tenimin toprağına ektim
en gri külleri
boğuluyor
delik sandallarda
düne teslim edilmiş yarımlar
isimsiz şehirler kuruluyor
tamlığın ortasında
kangrenli düşler mevsimi
kulaklarımı çınlatan
seslerinde esiyor
faça izleri
açtıkça gözkapaklarını
yüzüme vuran
yara kabukları
gelgitler arasında
parmaklara geçirilmiş
muştaları
her ayak sesinde gelen
kendinden önce
yalnızlığın ıslığı
duvarlarımı delen
dolayıp diline göç şarkıları
katlıyor zavallığı ikiye
korkak yüreğin damarları
buğu oldu sözlerim
bir cam kenarında
yürümekten ziyade
çaresiz sürgün
ölü doğan çocuklarım
her köşe başında
ayağımı sürüdüğüm
kapat üstlerini çiğ düşlerin
derin uykudalar
gözlerimde korku
amansız soguk gece
kurutucu dondurucu
artık biliyorum
neden duvarların dilsiz
neden sağır olduğunu
karanlığı bağlayıp belime
kaçar oldu şimdi bahar
coşkunluk durdu
gözlerimde al renkli kuşak
sinip aniden sis bulutu
kırık dökük sarıyor anılar
soluğunu tadıyorum aşkın
hülyalarda
gözyaşının tadı çakılı
rüyaların kapılarında
yazıyor o meleğin adı
şimdi çürümüş
nice güdülmüş
gözlerimizden süzülen
sıcak nedamet damlaları
işte orada….
mavi saçlı perinin aklına
giriyor gecenin rengi
tutup ellerini
sürüklüyor kâğıttan aşklara bizi
gözleri kan çanağı
yağmurları ağlıyor
yanaklarında
Blackless