Uzun uzun baktı yeşilin ince dokunmuş rengine
adam pagan üryan ve putperes- aşka iman
kıblesini kuzeye dönüp dışındaki tanrı parçacıkları
bir kuşa ökselenmiş kadına dedim ki Ankara
karaltı şehirlerinden elindeki bu son rüya


Yarası açık bir rüya
üstü örtülmüş bir morgtayım
aramızda üç adım
derinliği bir gamzenin yarıçapı
tutsan düşmeyecekti o Nirvana


Hipokrat amca bir yarayı unuttun
ordaydı ayna ve kadın
orda- saçlarında salıncak kuran rüzgarın
uçurumdan uçuruma sallanan
düş peres
haksız bir tüketiyim
hep bir molotof
ateşinde-yağmalanan


Avuçlarında ıslak meridyen geçerdi
akşamdın hep - bir hüznün kapısında mübaşir
Gri bir tebessümdün- bütün yarı kürenin donduğu saatte
kaç yıldız ölürdü berhava kimse bilmezdi
çekilirdi gözlerinde yağmurlar- yurtsuz kalırdın birden bire
Çoğaldıkca hoyrat şiirler - biraz daha öğrenirdin yalnızlığı


Netameli bir suskudur- bismillahsız bir ekmek kadar yoksul
ve yörüngesiz bir martı gibi mavi- üşüdüğümde kendini örtüşün


Oysa berfin ekmiştim yüzünün beyazına
kanatmıştım bir gülün nüvesini

Ki (burdasın) yağmurda ağlamayı sevdiğin için








CC_