12
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
1854
Okunma
benim can kardeşim sevgili Aynur Engindeniz"in yazısını okuyunca karalamıştım bir kaç satır.
O"na o an bahsettim ancak vakit bulamadığım için ekleyemedim. şimdi paylaşıyorum. çok daha güzel şeyler yazacağım sana söz(: du biraz daha düzeleyim sonra...içimin canosu
yaralarımdan öp beni Allah
yarınlar kanamasın içimde
birazdan Nur”a
dökülür sokak gözlerimizden bak
çok ağrılı bir can
çok usul usul iner üstümüze o akşam
ellerimiz Yesrip"ten kalma
bir yaşam var çok uzaklarda
orda işte
yorgun bir nehir kıyısında
inerken dağdan ıslak bir dua
eriyecek yüzümüz gür bir yorgunluk sesiyle
parça parça bölünecek dünya
içimiz ki çözümsüz rüya
sökülecek bizden ikra
bu sonsuz bir ömür sanki
bu öyle sürünceli bir ölüm bil ki
annemin yaşı kadar yaş(l)anmışız gibi
kadar ölmeyecekmiş görünürüz misli
öyle ya
suya ömür biçilmez derdi benim annem
öperken saçlarımı en nurlu yorgun telinden
bırak diyorum
anlamasın kimse bizi o vakit
bırak diliyorum
üstümüze sönsün tüm gökler diriliyorum
biz ne kadar tanısak da bizi bu uzak kadar
bırak tanımasın çocukluğumuz bizi bu aralar
sormayalım masal kitaplarına çizilen bizi mesela
okul sıralarına dönmeyelim asla
ve kimse anlatmasın bizi kimselere bir daha
bende babasız bir kabirde büyüdüm zaten
sen gibi
o çığlık yutan ölüler gibi
bu karanlık rüyanın lügatinde
ölmek de doğmak kadar hep diriydi
bak Nur”a
şakaklarımda kanlı akan bu ahit var ya
ve ağzımda kuşların öfkeli o izi birde
bilirim ordan yaralıyız ikimiz de
boğazım ki sonsuz bir gök boşluğu bize
ondan bütün serçeler dökülüyor içimin göklerinden
kalbim o ağlak Sitare
kabrim koca bir uzay yolu izle
soluğum küflü bir merdiven altı
yedi kat göğe doğru asice direndi
ellerim kanadı yırtık bir kapı aralığydı
bu resmi çok iyi bilirdim senden
geçmeyen o eski dünden
emanet gözlerin taşıdığı hikâyeleri gözlerdim öteden
dedim ki artık dayanamıyorum
yüzümde tarih silindi
tarihte adımı gördüm
geçmişim yitti
ağlayamıyordum
ömür dedim
böyle ağrılı ve çok büklüm
bizden yürür bize hâlâ bilirim
Seni içim(d)e böyle göm(r)düm
baktıkça nasılda eksilir zaman Nur”a
ve iyileşmez hiçbir yara gün tükenince
sahi ya ikimiz diyordum
ve bak bizden kopan bir yol daha görüyor musun
ağyarı doyuruyor kırgın bir gök altında
ve dünya
mavisi kesilmiş bir gün sonu
görüyorum onu
umudu saksıda tükenmiş gülün
annesiz bir mevsimden kalma su
ellerimizde yetim gülibrişim bir susku
nasılda yol sorar o asil tutku
ben yine bizden sürgün
ölüm göğsümde suçlu
sustum ona çok
oda bana sustu
gideriz elbet Nur”a
İz sürmez olur ardımızdan kör zaman
avazı çıktığı kadar haykırır bize rüzgar
bir elif kadar ıslanır ağzımız o gün
sağırız biz
körüz biz
kan ırmağında dağılır ay görürüz
kırılır kolları elbet bu dağın
çatlar ortasından bir sabır taşı
ve yüklenemez kul yükünü hiçbir taş bilirsin
terk eder artık annemiz bizi
yüzüstü devrilir içimize zaman
kırılır kirpiklerimizde güneş
avuçlarımız iki kuzgun-i ateş
kıyamet kopsa korkmuyorum
annem üşüdüğü an kopacak içim bilirim
sen Nur”a
ne vakit gözlerini düşürsen o nehre
İçimde çakıl taşları tevhide düşer
imanı susar Cebrail”in
ağzıma Azrail küser
söner anlımda bir akşam güneşi
eşik dibinde patlar avuçları dilimin
melekler ölmüştür artık bilirim
sevinirim
ben bir ölüydüm
bak bana son bir dem Nur”a
gözlerine yüz sürüp
dirileyim bir Elif adına
MHD
...
5.0
100% (22)