Gidelim bu diyardan Ey can!
Dişi tırnağa takıp, bir nehir gibi akıp..
Uzak bahtlara, uzak tahtlara gidelim.
Ne poyraz kesebilsin önümüzü, ne dolu
Aklımıza koyduk mu gitmeyi?
Gidelim..

Kara topraklara, ak düşlerimizle girelim
Ak Şemseddin’in eserlerindeki fiske olalım
Cân’ı, Canân’ı, aşkı yükleyelim kambur sırta
Ne olacak bir santim daha eğilse..
Zaten yakında yer ile bir olacağız;
Toprağa kalıcı misafir..
Neyse..
Bir ’he’ de, bir ışık yak
Işık yak ki önümüzü görelim
Gidelim, gidebilelim..


Bin bir atlı eşkiya belirecek önümüzde boşver
Gönülü kılıç, gözü kın yaparız..
Hoş gül bahçelerinde dinlelim, dikenler kanatsın derimizi
Yeterki dikenler kanatsın can..
Biz biz olalım, sizli biz olmayalım
Birbirimize hemze olalım birbirimize ötre
Giden olalım, kalan değil can
ağlayan değil.
Sadece gidelim..

Sen titrek ellerimde bir muhabbet kuşum olursun
Bir de hoş dostluğumuz olacak işte..
Daha ne?
Ellerimle beslenirsin, uçup tekrar ellerime dönersin.
Dönersin demi?
Göçmen kuş olur senin adın,
Ben ise göçmen can kuşun göçmen dostu.
İşin özü BiZ oluruz.


Şerefelerdeki nidalara talebe oluruz hem
Dünyayı turlarız,
binbir caminin şerefelerindeki şerefe konuk oluruz..
Bırak herşey geride kalsın
Cebimiz de biraz kırıntıyla, biraz çakıl taşlarıyla
Yürekte yâr’la akıldaki hârla gidelim..


Ne duruyorsun?
Sen bana pîr’sin, sen bana cefâ
Gökkuşağını da aldık mı yanımıza?
Sıkma canımı ey can!
Ne duruyorsun?
Günahı sevabı bir kefeye alıp
Birine hakkıyla vedâ edip..
Anlıyorsun demi..
Sıkma canımı, kalk..
Gid...