5
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
913
Okunma
.
Şuraya bakıyor musunuz benim baktığım yere
savaşlardan kıyımlardan şimdi çıkmış o diri karanfile
sihirli değneği var az önce geçen çocuğun
dokununca Akdeniz’den Hazara’ köpüklü yollar kuruyor
Bir gün derin yarasını verebilse suyun yüzüne
geçmiş bir gündü o ansanız bileceksiniz
bileceksiniz kayaları yırtan gün eğimindeki sırrını ayın
içini çeker deniz, kabarıp yayılmaktayken göğün dar kafesinde
ondan ağlamasını kimse beklemez
Bazı nehirler yatağında morarmış canlar taşırken
nasıl da beklenir sessizce
yas bayrakları yok
ağlayan çayır müziği de Eleni Karaindrou’nun
Beklenir deyrani bir yüzle dağlardan inecek Ülkeri şarkın
/
Suyun eski adını bilsem yazacaktım burasına . Su’s. Ma
Susunca ürperiyorum ama /
Siz hiç Cizre’ ye gittiniz mi?
gitseydiniz
oturup bir dağın kırağı düşmüş şakağına
duymazdan geleceğini bile bile zap suyuna doğru seslenirdiniz
Sevdiğim ey! gitme dur
sensiz ve hiç kimsesiz bu terk edilmişlikte
bu ağlayışta
yeni sürgünler veren eskimiş andaçların saf göğertisini
ve her soluk aldığımda sümbül karılmış alaşımı benimle birlikte çatlayan bu kenti
hatta adının soyluluğunu bize bağışla..
.
5.0
100% (18)