9
Yorum
10
Beğeni
4,9
Puan
1494
Okunma

şuncacık bir dünya aralı gözlerimde
tutamadığım dileklerin avunmuş kıyıları yol bulmuş ömrümden
sustuğum tenha bir akşamdan ay ayıklıyorum
ellerim bedenime istenmeyen misafir
alelacele kanatarak yalnızlığımı
gücendiriyorum karalanmış nüshalarımı
değmiyor ellerin yalnızlığıma
kayırıyor yıldızlar benden uzağa seni
ağlamayı öğretiyorum kendime ozaman
bilmiyorumki ağlatmak ne demek
boynumu can acıtarak eğiyorum artık
usul usul katilim oluyor yıldızlar,çekiliyor içimden kan
bense ;
bir soytarı huysuzluğunda mülteciyim kendime bilirsin her zaman
yargılanmak da ne demek
defalarca asılıyor ruhum pis bir boşluğa
kokusunu duydukça tende uykunun
avunuyor göz kapaklarım,kendine sararıyor güzelim bahar
sağrımda sen, solum ayaza kesik
ayaklarımdaki derman şüpheli adım peşinde
her gidişte içime düşüreceği ateşi pençe pençe körüklemekte zaman
zaman;
inatla etimi bedenimden çekelemekte
hala asi bir yanım
kapkara bulutlar arasından bir parça umut o yanımı avutan
bildiğim doğrudan çıkmaya kalktıkça
çentikler büyüyor parmak uçlarımda
ruh iki kirli teneşir arasında
yaşamak ve ölmek
kuşatan iki yamalı son nefes ağrıyor boğazımda
iki bahar biri yalnışlıkla hazanıma karılan
bir ben sevmeleri aldığı bayat nefes sayılan
zemheri bir soğuğu iliklerime doldurup gitmeliyim bu şehirden
güneşi sorgulayamam elbet biliyorum
biliyorum susuşların beni bu kadar zıvanadan çıkaran
vurup yıldızları sırtıma ağlayarak dönmeliyim aynalara yüzümü
kaçmalıyım kendimden
bir nefes taze iman taşımak için oraya
kaçmalıyım bendeki senden
bir hesaplaşma olmalı bu yaşadığım
bedel bekleyen bir beden olmalı benimki
arındırıp bu ayazı tenimden
tertemiz bir bahara doğurmalıyım kendimi ...
GG
...
5.0
92% (12)
4.0
8% (1)