2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1125
Okunma
Kırlangıçların vedasına denk getirmeseydin bu ayrılığı keşke
Keşke sonbaharın en öfkeli ayı öpmeseydi
Derme çatma tebessümünün değdiği alnımı
Çaresizliğin kanatları okşuyor üryan duygularımı şimdi
Destursuz hayallerin metafizik istençlerine astım
Çatık kaşlarının zemheriyi gölgeleyen ağrılı bakışlarını
Sokak kavgasını andıran bir korkaklığa saklanan
Ve kaç asırdır suçluluğunu gizleyen zamanın
Devşiremediği mahçup bir yeminsin sen
Başımı her çevirdiğimde adının Eylül’üne
Baktığım yerde bulamazken silüetini
Penceremde belirdiğin anlarda
Ansızın
Gecenin sabaha döndüğü vakit
Ve güneş doğmaya yüz tutmuşken daha
Sönmemişken sokaklarda lambalar henüz
Di’li geçmiş zamanlardan kalma ihtimallere tutunarak gel
Saklanma artık devrik cümlelerime
Sahip çık metruk masallardan kalma imlalarımın kaf dağına
Rüzgarının yeleleri yalamasın ışığımı
Sona ersin gönüllü tutsaklığım
Efsunlu susuşlarında
Kaç asırdır yasaklıyım sevmelere bilemezsin
Dilim karanlığa saplansa da
Kalemim hiç ihanet etmedi sevdama
Tüm lehçelerde kendimden kaçışım hep sana
Vazgeçişimin şehadeti olmasın bu ağlak şiir ne olursun
Hayat çok kısa
5.0
100% (3)