13
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
1548
Okunma

Büyük bir gıcırtıyla açılıyor kapı
Yıllardır aralanmamış gibi
Ağır bir küf kokusu burun deliklerine dolan
Kalın perdeler ardında gizleniyor güneş
Sessizliğin uğultusu tırmalıyor kulakları
Bir hıçkırık sesi derinlerden gelen
Bu kadar zaman olmuş muydu ?
Buraya son adım atışım
Korkular sarıyor korumasız ruhumu
Vazoda solmuş güller
Dikenlerinden damlayan kan
Yerlere serilmiş papatyalar
Köşede bir ayna kefenlere sarınmış
Saklanmak ister gibi göstereceklerinden
Duvarda bir yatak çarşafın da ruhumun kanı
Cibinliğin de bir fahişenin kahkahası
Yerlerde şehvet gecelerinden bir kaç kadeh
Ahşap bir sehpanın üzerinde bir leğen
Gençlik pınarında günahından gusüllendiğin
Gramofonda hüzün taksimi
Ve yine o küf kokusu yakıyor genzimi
Her adımda anıların tozları havalanıyor
Sandalyenin altında sararmış yırtık bir resim
Eğiliyorum ona uzanmak için
Kanım donuyor bizim resmimiz
Kalmamış değeri harcanan yılların
Ama ben neden hala buradayım ?
Yine bir hıçkırık sesi kulağıma takılıyor
Yürüyorum sesin geldiği yöne
Odanın karanlık bir kuytusunda
Yıllar önce sana emanet ettiğim yüreğim
Paramparça olmuş hıçkırıyor
İşte o an anlıyorum
Sen beni içinde çoktan bitirmişsin
Yavaşça yürüyorum kapıya yüreğimi de alarak
Gürültülü bir gıcırtıyla kapatıyorum ardımdan
Ve
Ebediyen terk ediyorum senin yürek odanı ....
5.0
100% (13)