6
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
1131
Okunma
Aşka isyan etmek için yokluğunu örgütlüyorum ruhumda
Duvarda kuşlar aç
Kibrit çöpleri şiirsel gölgeler kokuyor
Kül olmuş boynun dudaklarımda
Dudaklarım dualara olduğu kadar
Tanrıya olduğu kadar suya da muhtaç
Şehir uyuyor hâlbuki
Bedenim çıplak
Bedenim ukala ve utangaç
Solungaç
Süzgeç
Makarna
Karbonhidrat
Aynayı unutmayalım odanın karanlığında
Yalnızlık davulları tiz vuruyor sırtıma
Bestelenmemiş bir Puşkin senfonisi ayak parmaklarım
Nasırlı ve duygulu
Kök hücreye doğru yol alıyor gözlerim
Okudukça daha bir paslanıyorum
Parmaklıklar dikilmiş meydanlara
Meydanlar akvaryum kiri sevgilim
Nefes alamıyorum
Kelimelerin kaburgalarıma peyzaj uyguluyor
Fırçanın ucundan damladığımı anımsıyorum
Açık mavi bir tonda yıkılıyor dünya
Sadece trampetin sesini ve kurşuna dizilmeyişimi hatırlıyorum
Yaşadığıma sevinmediğimle birlikte
Yaşıyor taklidi yapan bir zamanla beraber
Sevişiyorum sanıyorlar, kirletiliyorum
Kibirle
Ahmakça
Yağmur damlasının sesi kadar can yakıcı
Ama ölmek için erken bir gece değil mi?
Bir feniksin ömrü ne kadar uzun olabilir bilmiyorum…
.
5.0
100% (19)