2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1315
Okunma

Kendi sesimin tınılarından ayrılık işlerim gergefime
İmgelerime düşer düşlerin gelinliğini giyen bir kız
Şölenler kurulur, kadehler kırılır, öpüşlere düşerim
Bir şiir olurum en çok, yanardağ gözlerinde kalırım.
Vuslatın çıraları yanınca cemreler aya vurgun düşer
Kırıntı sevdalarla beslenir aşk, kimi de gülü özler
Sağanak düşler sarmalında kalp menzilini terk eder
Kıtlık düşer, kıyamet ölümleri asırlardır hep fişler.
Sevda, ana baba okşaması, itilir/kakılır, hükümlü sanık
Hanını arayan bir yolcudur aşk, türküler içinde bir ülke
Al götür bedenimi, geceyi silkelesem sen düşersin içime
Bir öpüş kondurarak bedevi yalnızlıkları sarmala döşüme.
Biliriz ki, en çok bir anahtar deliğinden gözlenir karanlık
Sökülen kazaklar dikişler tutmaz, aynalarda artınca çığlık
Taş konuşmaz, ağaç çamur tutmaz, rüzgâr ince belli şıllık
Gecenin ayazında pul dökülür yüreklere, aşk anlık krallık.
Kumdan kaleler yapar yoksul çocuklar, güneşi hiçe sayarak
Sayısız yıldızın oynaştığı göklerde yaşamak ve ölüm türküsü
Okyanus Kaf dağının ardında, açar göğsünü ve kayaları oyar
Renklerin cümbüşü yansır sularda, dün yitti, bugün yarını kovalar.
Ahh. Bilebilsek keşke’lerin tarumar esintisi nereden nereye eser
Birbirimizden kurduğumuz bu insan harmanında, takvimler ne der
Bütün sözlerini söylemiş insanoğlu, sevinci anlık, aşkı hiçe saymış
Ölüm hayatın gözyaşında, yaşam dediğin bir varmış, bir de yokmuş…
Selahattin Yetgin
5.0
100% (3)