4
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
1147
Okunma
Hiçbir çiçekçi dükkanının demir kepenkleri olmaz. Çünkü kimse aklına getirmez çiçek çalmayı.
Boris Vian
yavaşça soluyoruz, ekim usulca kemirirken
ya da yavaşça soluyoruz bu tuhaf ekim havasını
bulabildiğimiz en uysal takvimin içine sığınmışken
uzaklar bembeyaz, uzakların küflü derisini sıyırırken
ceplerimize tıkıştırdığımız bulutların umudu akıyor içimize
ve bilirken aslında
bu ergen cümleleri sadece hasretle anarız
tenlerimiz arasında
-bir kadın telaşı olmalıydın içimde-
-bu kadar ince işlenmişken yüreğin-
fransızca bir roman sayfasından alıntılıyorum
bu manevi yankıları
aşka karışmış bir notanın dibinde öpüyorum uykunu
tüm iyiliklerinin zaman kipi, yine benzer cümlelerde buluşuyor
ben de biliyorum, sevişmek yalancı bir fiildir
ama tam şimdi, şimdi birbirimizi kandırmanın tam zamanı
varlıkla yokluk arasında bir cümleyi kazırken sırtına
kaburga kemiklerinde beliren gökkuşağının gölgesine
o yüzden dalından koparamıyorum seni, açlığıma rağmen
o yüzden saydam tuğlalar örüyorum bu gece iki yatak arasına
çünkü ben, çünkü ben
biliyorsun işte
soytarısıyım yine bu şiirin
üç cümleyle kalbimi ölümden kurtarıyorum yine korkakça
işte yarısı dolu bir kadehin içinde atılan bir kaç kulaç işte
işte senin de dediğin gibi, biraz da sağır zamanlar
senin de dediğin gibi tutuklanıyoruz
tutamadığımız gencecik hayallere
yani senin de dediğin gibi
biraz ayılma vakti, kayboluşun içinde serinlerken
o yüzden bu cümlenin içinde biraz daha fazla bağışla beni
emin ol geçecek tesiri, zaman kuruturken bu ıslaklığımı
o yüzden bağışla beni, dilimi yangından yeni kurtarmışken
üstelik ben seni ve arzulu şehrini , ruhumla telaffuz edebiliyorken
ama başka dilleri de öğrenmeye bu kadar aşıkken...
ama senin de söylediğin gibi :
"keşke ana dilim olsaydın..."
Oktay Coşar
5.0
100% (17)