Nereye baksam görürüm sersefil hayatlar
Biçaredir insanlar, bilmezler nereye gittiklerini
Hepsi yemiştir okkalı bir tokat evvel zamanlar
Kiminin acısı yeni, kimininki içerlerde bir yerlerde gizli
Kimi hep hüznü taşır yüzünde, gözlerinde
Kimiyse nasırlaşmıştır artık,
ama basınca o yaranın üstüne işte o zaman kanamaya başlar durmayacakmışcasına.

Ey yeri göğe, göğü yere çalan yüce kudret
Göster doğru yolu bu biçerelere, yardım et
Söylemeli bu insanlara imkansızın imkansız olmadığını
Göstermeli imkansızlığın insanın önce nice çabalarla yaptığı bir evin bir saniyede yıkmak kadar acı ve saçma olduğunu
Halbuki ne kadar zordu toprağı kazmak, temeli atmak ve üst üste koymak tuğlaları.

Nedir imkansız? Doğru soru bu olmamalı,
İmkansız ne değildir aslında
İmkansız, insanı bir kalemde silmek değildir,
İmkansız, saatlerce boş duvara bakmak, aynı yarayı tekrar tekrar kanatmak değildir,
İmkansız, bir çerçeveyi çizip sonra onun dışına çıkmamak, o hapiste mahkum olmak da değildir,
İmkansız iki cihanın bir araya gelmesi hiç değildir.
Zira bir gün gelecek o da olmayacak mıdır?
İmkansız hiç yazılmamalı, çizilmemeli ve hiç oynanmamalıdır,
Şair dememeli işte seninle birleşmemiz bu kadar imkanızdır diye

Ey ahali, herkes silsin şöyle bir yüzlerden dökülen mercanı,
Önce bir düşünsün canı sonra cananı
Ardından tatlı bir gülümseme anarak yaradanı
Dökülsün dillerden imkansızlığa inat sevme ve sevilmenin itirafları.
İstemez artık gönül,
Sevmenin bir yük, kahrolasıca bir bela olduğunu gözlerde görmeyi,
herkesi durmadan çevirip de boş sayfalar açtığını,
ve ömrün sonunda bomboş bir defter ve ne yapacağını bilemeyen eller görmeyi.
Halbuki yazılmalı acılar, doldurulmalı o defterler; sevinçler ve imkansız sanılan motiflerle
Bazen yaşlar dökülmeli ve buruşmalı sayfalar
Bazen de alelacele yazılmalı biran önce kağıda dökmek istercesine coşkuyu.
Sevmeli be insan her şeye rağmen
Elbet herkes birgün bir canan için imkansızlarını imkanlı kılar yani hiç imkansızlaştırmaz aslında.
İşte o zaman dört gözle bekler insan sene-i devriyeleri,
İşte o zaman ne kalem yeter ne de mürekkep doldurmak için o defterler...