3
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
1474
Okunma

Hayat ömürlük tuval, düşler rengârenk boya
Yüreğinin sesidir her ressamın fırçası
Yarım kalan tablolar...Ansızın biten rüya...
Her gizemli kördüğüm bir nizamın parçası.
Bir nizam ki, âsârı, aşikâr gören göze
Sığmaz beşer ufkuna kâinat arazisi
Bir nizam ki, cem olmuş, yazılmış otuz cüze
Karıncayı gözetmiş adalet terazisi.
Bir nizam ki, Hâlık O; O’dur kimsesize Kim
Fenâ fillâh makamda O’dur yeğâne sâhi
Düşünmeyi bilene herşey açık, nitekim;
Her nesnede O’ndan iz, hep o Mühr-ü İlâhi.
Bir nizam ki; her mevsim hizmete açık büfe
Ne âbitler kayrılmış, ne aç kalmış beynamaz
Bir nizam ki; içinde, yer yoktur tesadüfe
Rüzgâr emir almadan, yaprak dahi oynamaz.
Bir nizam ki; doğarken sütü hazır bebeğin
Valide çeşmesinden en billur pınar taşar
Bir nizam ki; kanadı, "düşün!" der kelebeğin
Hakk ve hikmeti idrak aklın boyunu aşar.
Şaşarım, nûr var iken tercih edip zifiri
Şuası sönsün diye güneşe üfleyene.
Şaşarım, unutarak "davetsiz misafir"i
Şandan, şereften sayıp günah istifleyene.
Toprak bilir işini; pürüzsüz olsa da ten
Her yol mezara çıkar, diller sükûta, susa
Bu handa çadır kurduk, geçici; muvakkaten
Ben diyeyim üç günlük, siz deyin daha kısa...
Mecit AKTÜRK
5.0
100% (4)