1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1075
Okunma

I- Bir dal verdi bana sevgili
köklerinde,
yazmalı kadim bir şehir
yapraklarında ise
hep yeniden başlayan aşklar.
II- surlarım var
şehrimin asırlık kökleri
binlerce yıllık çınar ağacına benzer
anamın ak sütü gibi çok eskidir
anamın ak sütü gibi gevrek ve tazedir
asır mı dayandı ona
hangi asra damgasını vurmadı ki
hangi kuşatmayı kaldırmadı ki
hangi yıkımı görmedi ki...
her gelen
ve her yıkan
bir nakkış ekledi yazmasına kentimin
her taşına da kehribarın aşk kokusunu
bulaşınca istila etti bizdeki her düşü..
.........III
dalgın bir otöbüs
yolcusuyum
neon ışıkları vuruyor
buğulu camlarıma
adımı yazıyorum
aşk ve istila..
silinmesin diyorum
bu resim,
çünkü her karesinde
anlatılacak bir kuşak
yaşanacak bir aşkın
bozulmayan izleri vardır.
ben ki kadim bir ninovadan gördüm
bu düşleri
kılamlarını dinledim dengbejlerinden
şiirlerini okudum şairlerinden
türkülerini yüreğime bağ ettim
yanık ozanlarımdan..
her birinin telinde aynı şarkı
ve aynı şiir vardı
yani,
tarihin en mecbur ayrılıklarını yaşadık
her dönem
her parçasına bir diyet verdik,
yıkıldı
yıkılmaz dediğimiz
değerlerimiz,
bölük parçalara bölündü
en ihtişamlı imparatorluklarımız.
ninovanın bağrı yanık talihini
ve kaderini de
değiştirdiler.
değişmeyen ise
burçlarımıza resmedilmiş aşklarımızdı.
inesim var bu otöbüsün
yanan koltuğunda
hüzünlüyüm
biraz da
canım sıkılıyor
içimde közlenmiş incilerle birlikte
taze umutlar götürüyorum
çünkü biz herşeye rağmen
yıkılmayan burçlardık.
şu an yüzümde
fekiyı teyran gülümsemesi
yani çocukluğumun düşü
inerken umutluyum
dışarda şöfürün sesi
abi son durak
bu şehirde inecek aşk var...
sevgi ve saygılarımla..
5.0
100% (1)