1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1026
Okunma
Dâvetsiz Misafir
-allah’a yağacak son yağmurdum şehirle aramı bozdum-
x-ray cihazı gibi gözlerin
x-ray cihazı gibi ellerin
x-ray cihazı gibi dillenişin vardı
kliniklere başvurdum ağır gelen ruhlar terapisinde
babam bana hep karadeniz ezgileri önerdi
annem ilahiler çaldı glossolallia’dan haberi yoktu belki
new age, opera, chopin ve dahası tanrılaştı göğsümde.
pencereden dışarı sarkan aşk,
saldığı sepetten hayat çaldı üst kata
alt kattan umut isteniyordu
arasında sıkıştım ölüm denen konvoyun.
uzun bir yer keşfettim, upuzun kadınların gözlerine vuran dalgalar kadar
yordu sandaldan çıkan balığın hüzünlü telaşı
aynada takılı kaldığımı farkettim,
kâğıt evlerde yanarken ayet direğim.
nehirler sebeplendim, suyum geldi
dünya’ya gidiyorum
aynaya baktığımda, bütün kadınları ben doğurdum
diye düşünüyorum.
kutsal kitaplardan bahsetti yeni ölmüş arkadaşım-ironi değildi elbet
yağmur, dedim sustum
allah, dedi son kez yağacak
saçlarımı kafiye kurmak için astığım geçmişlerde kuruttum
öznesi belli olmayan cümlenin devrik di’li’siyim
annemin deli oğlanı belki belki kedisiyim ne vakit
babamı görebilirsem gözlerimi iliklerim
x-ray cihazı gibi talimatın
x-ray cihazı gibi geceleri çaldırışın
x-ray cihazı gibi sonbaharlardan hızlıca kaçışı
rüzgârla havalandı, havaya uçtu her şey
herkes biraz tanrıdır- biraz herkes’li konuşmak tanrı işi
amenna sevdim güvendim gelişi
koltuktan kalktım gramofon baskın duruyordu rüyalardan
kapkaranlıktı oda, göz gözü afrika sanıyordu
seni bekliyordum oysa-
içeri bir tanrı girdi kapıdan.
Payanda
5.0
100% (1)