4
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1068
Okunma
Ne umutlar gömüldü zaman mezarlığına
Ne hayaller...
Nasıl bir kayıptı bu, yürekleri dağlayan
Ama yine de dayanılan?
Yiten umutların yerine
Nasıl doğuruldu sancısız, sessiz sedasız; yeni umutlar?
Onca acılı umut yitimlerinden sonra
Nasıl erildi yeni sabahlara,yeni şafaklara?
Neydi ruhlara bunca şeye dayanacak gücü akıtan:
Yalnızca yalın, duru bir bakış,
Sıcacık bir gülümseyiş ya da dokunuş olabilir mi?
Ya da sevgi ile ısıtılmış küçüçük bir sözcük?
Zaman mezarlığından doğumhanelere attık adımlarımızı;
Yeniden doğurduk, doğurulduk;
Nasıl?
Kimin eliydi elimizden tutan da;
Kimin yüreğiydi kılavuz olan da;
Kimin ışığıydı yolumuzu aydınlatan da
Böylesine emin,
Böylesine yürekli olabildik zindanlarımızda?
Kimin şefkatiydi saçımızı okşayan, içimizi ısıtan,
ve yumuşatan, hayata dair herşeye bizi?
Neydi o vazgeçilmez ki geçemedik?
Ve neydi vazgeçilen ki
geçtik gözümüzü kırpmadan
vazgeçilmezin yerine koyarak yenilerini?
Ne umutlar gömüldü zaman mezarlığına;
çığlık çığlığa ve gözyaşlarıyla
Ve ne yenileri doğdu yüreklerimizin doğumhanelerinde
buram buram, mis gibi.
5.0
100% (6)