18
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
2386
Okunma

Geçmiş gözlerinin önünde
Bir vizyon filmi ayarında
Koltuklar boş
Bir kadın izliyor
Eski türk filimlerinden kesitleri
Değişken hiç bir şey yok
Hüzünler, kederler, yazgılar hep aynı
Yürekteki paslı hançerde benzerlikler taşıyor
Sadece parmak izleri farklı acılarının
Dudaklarda solan gülümse ondan hiç bahsetmiyor
Fırtınalar dağıtırken saçlarını
Görmemiş yüreğinin nasıl dondurduğunu
Başka bir şey öğretilmemiş ki
Denemiş bir dönem Polyanna olmayı
Ama yok onu da becerememiş
Tıpkı sevilmeyi beceremediği gibi
Şimdi ona sesleniyor
Duyuyor musun sessiz çığlıklarımı
Bir kez olsun bakarken görüyor musun
Anımsıyabiliyor musun beni doğurduğun günü
Bir kez anlatmıştın bana
Yazın sıcağında sağnaklar yağdığını
Küçüktüm anlamamıştım
Ama şimdi biliyorum kadersizliğime ağlamış bulutlar
Doğduğum o gün
Şimdi yaz gidiyor
Yaprak dökümüne hazırlanıyor ağaçlar
Zor gelecek vedaları
Belki de habersizce terk edecek dalı yaprak
Hüzünle seyredecek ağaç
Rüzgarın savurduğu yaprağı
Umud ederek gelecek baharda kavuşmayı
Durmuyor parmakları
Kalvyenin tuşları ile şevişir gibi
Yazmayı öğrenmemiş parmaklar mutluluğu
Hüzünler beslemiş tüm şiirleri
Mutluluğu sağdan soldan dinleyerek yazmış parmaklar
Ne kadar mutluluk olduysa
Aşk bazen saklanmış kırmızı balonlara
Bazen de ebe olmuş kovalanmış
Ama en çok
İhaneti anlatmış parmaklar
Yalanlara sarılıp sunulan ihaneti
Kimi zaman kin kusmuş yürek
Kimi zaman kan ağlamış gözler
Bazende lal olmuş acılardan dil
Aydınlığa her dönüşte yüz
İnsanlar kararan bulut suretine bürünmüş
Volkanlar boğulmuş bir kaşık suda
Papatyaları talan edilmiş çocukluğunda
Sığınacağı limanları deniz yutmuş
Ve kadın anlamış ki
Tek dostu yine kandisiymiş ....
5.0
100% (20)