4
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1163
Okunma
Eylülse kuşların iki sorusu
Yağmurda asılan göz sözünse
Bulut uçurdum cesetime desem
Güneşi sattım desem kuzeyime
Seni aramaktı sana bakmam öylece yok /öğe
Dünya bir sokaktı yitik adresinde
Kutsanmış yerden doğan aşk. Sana inat intihardı, adını vermeyeceğim hiç bir suya.Toprağın altında yeşerecek berfinler. Kente yağmurlar yağarken, rüzgar ağlayacak. Eskiden de yoktun, bu yüzden her günahta hamile Melekler sevdayı kürtajla aldırdı şiirlerimden
Magma kardeşim Thera
mistik habercim Morphe
çıplak ağacım Yuta
bölmeyin soluğumu bir aynada
avuç içinde kırık hayat
Susmaya şimdi kurgum, de ki tanıdık. Çiçeğin nabzında, iliştirdiğin yeşil zaman (kan) sabah doğan acıyla. Aşkı yaratanların öyküsünde , yürek yüreğe vuruşmaktır. Kelimelerimin cehennemi incitmesi...
Gölgelerin kemikleri kırıldı
Islak saçlı nedimelerin gülüşünde
bağırdım,her kapı içerden açılır Sopihen
unuttuğun ellerimin dik açısı değil
gözlerinin meridyen geçişi
Dar zamanlarda ucuz maslallarla avunman
ve unutup unutup hatırlaman
bileklerindeki nabzının
kalbinin Tarantula çizgsinde silinmiş tek anlamıydı
Bir şiiri bozarken hep aklıma gelişin Sopihen
bir de uyanırken bir düşün en kanlı gövdesinden
Hayata intiharı yazıyorum. çün ki ben görkemli. Bir uçurumum yaşamın derin vadisinde,
Eylül’ün rüzgarıyla bağladığım bir hayatın. İpinde salınan güz masalları.Yazılır kirpiklerinizde
Siz uyurken(SU) avuç içi gülüşlerde ağrılarınızı alır mor kanatlı kelebekler. Bilmezsiniz
Çarmıhınızda karanfil açar. Darası alınmıs bir soluk alırsınız göğün iç labiretlerinde
Bir tezat karanfilin ruhuna fatiha diye
Fetfa düşürür tanrıçalar, donar Eylül
sana gıyaben
ölüşüdür
bu güneşte ihyam yok
Devrildi gün
Orda mısın...
...
CÇ_
5.0
100% (7)