Okuduğunuz
şiir
27.10.2011 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
PARANOYAK KURGULAR
(Kendime)
...
Siz bilmiyorsunuz kafanızda gömülüyken kum kuyudan çıktı Musa masum aynalara su diye bakarken kayıp düşlerine anne diye ağlıyordu çocuklar
sizde ordaydınız enkazdı insanın gen tarihi ben çölün kitabını okurken Leyla sattı kendini bir fosile kırıldım hazerfendim Rüzgarın etnesi kök de bendim siz bilmiyordunuz liflerimden kargı yaptınız kör sırtımdan arındınız bir Elham üç nefes kırmızı karıncalar gibi dolaştınız kanımda toprak yerken kendi mezarımda
siz bilmiyorsunuz bir dağı uçurumdan ben attım ağzımın içindeydi tufan üfleyip bir mumu son kez gecenin tam ortasında düşlerimi yasak bir kitap gibi, ben yaktım
siz bilmiyorsunuz zihnimdeydi eliniz ve katil tek canlı anlamadı sizi saklanırken kendi gölgenize ölen her çocuğa, bismillah ağlayan her annenin çaresiz susan her dilin sürgün ayrımsız ama ayrımsız.... çıkarıp güncecisini bukalemunların parçalanmış bir şarapnel gibi yüzlerine ben taktım
siz bilmiyorsunuz ben hep üstünüzü örttüm üşüdüğünüzde aldatırken kan da düşü susarken amentüsüz mühürsüz zarflar attım büyük harflerle yazılmış adreslerinize kağıttan adamların tek replik hayallerine puttan figüranlar yaptım
siz bilmiyorsunuz hiç sevmediniz sevmiş gibi yapıp oynadınız kalp kurgularınızla ve bozdunuz gen etiğinizi insan olmanın ağır başlı hacmiyle asal boşluklar bıraktınız aşklara
siz bilmiyorsunuz nasılda çürüdü parmaklarınızda ipler oynarken kendi rolünüzü astınız uyruğunuzu yasal yalnızlıklara büyük adamlardık küçük harflerle yazılan sufle verirken kuşlara her dilden bir tek kendimizi anlamadık...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Hayatı ne çok sırtlamışsın sevgili şair,sırtında ne çok öğrenmişlik yaşanmışlık var... Şair gömleğin hep beyaz kalsın onu eskiten ve değerini arttıran her şiire düşen gönül güneşin olsun...
Dünya hızla içimize devriliyor dıştaki enkazı kaldırmak kolayda insanlığı bu içteki enkaz yok edecek...
Yerine yakışan şiiri gecikmişliğin özrüyle kutluyorum...
Sen de kalemini yüreğine batırıp kanata kanata sözcüklerin bağrını önümüze koyansın
ne çok şey üstlenmişsin öyle şairr
bırak çağdaşlığın kirinde arınamayan zavallılar iyi bi şey yaptıklaırnı zannetsinler bir gün duyulacak dağların ardından pişmanlık sesleri can havliyle koşacaklar ruhlarının üflendiği yere unuttukları her şey hatırlatılacak nasılsa
Siz bilmiyorsunuz.................................................görmüyorsunuz kafanızda gömülüyken kum.................................... zerrelerine. Sonra kuyudan çıktı Musa..............................................şaşkın şaşkın masum aynalara su diye bakarken........................... yeşil bir yıldız kayıp düşlerine anne diye ağlıyordu çocuklar..............saf duygularıyla
sizde de oradaydınız.............................................görmediniz mi sahiden enkazdı insanın gen tarihi......................................dizi beline yapışmış halde ben çölün kitabını okurken....................................kayıp sözcüklerimle Leyla sattı kendini bir fosile..................................mecnuna oldu olanlar kırıldım hazerfendim...........................................kırıldım ya neyleyim Rüzgarın etnesi kök de bendim siz bilmiyordunuz...............................................aslında liflerimden kargı yaptınız kör................................gözlerinize sırtımdan arındınız bir Elham üç nefes....................ihlas ile, sonra kırmızı karıncalar gibi dolaştınız kanımda................kanımı çaldınız acımasızca toprak yerken kendi mezarımda..........................siz saklandınız kendi mezarınıza
siz bilmiyorsunuz...........................................çok yüksekti orası bir dağı uçurumdan ben attım...........................suçluyum biliyorum, oysa ağzımın içindeydi tufan..................................farkedemediğiniz, bir anda üfleyip bir mumu son kez................................mavi bir kırlangıcın boynudan gecenin tam ortasında düşlerimi.......................üşümüş yanına sarıldım, ve yasak bir kitap gibi, ben yaktım.......................kendimle beraber seni
siz bilmiyorsunuz.........................................siz zaten ne bilirsiniz ki? zihnimdeydi eliniz ve katil.............................çekmiş hançerini bir hamlede tek canlı anlamadı sizi................................ tek bir renk geçmedi saklanırken kendi gölgenize.........................susarken elleriniz ölen her çocuğa, bismillah..........................diye açılırken ağlayan her annenin çaresiz....................... kalışlarına merhem susan her dilin sürgün...............................yalnız esen bir meltem ayrımsız ama ayrımsız..............................yol ayrımında çıkarıp güncecisini bukalemunların..............siyahı kuşanıyor parçalanmış bir şarapnel gibi.....................ölüyor renkleri buzul dağının yüzlerine ben taktım..............................kefene sarmışlar ölmeden
siz bilmiyorsunuz..................................aslında o gece ben hep üstünüzü örttüm üşüdüğünüzde.....kalın bir yorgan oldum aldatırken kan da düşü.......................... dillerimde derin bir nefes ile susarken amentüsüz............................. feryatlarıma mühürsüz zarflar attım .........................kendimden önce büyük harflerle yazılmış adreslerinize........ellerimle teslim kağıttan adamların tek replik hayallerine....küçük küçük puttan figüranlar yaptım.......................o gece
siz bilmiyorsunuz.....................................bilemedinizde hiç sevmediniz.......................................birbirinizi sevmiş gibi yapıp....................................kandırdınız, kendinizi oynadınız kalp kurgularınızla.....................repliklerinizin içinde kayboldunuz ve bozdunuz gen etiğinizi........................samimiyetin anasını ağlattınız.Oysa insan olmanın ağır başlı hacmiyle...............sükut etseydiniz bir vakit asal boşluklar bıraktınız aşklara................siz farkında değildiniz...
siz bilmiyorsunuz.................................ağır yükler bindirildi sırtınıza nasılda çürüdü parmaklarınızda ipler........gibi tel tel mütemadiyen oynarken kendi rolünüzü......................kim çelme taktı düşlerinize astınız uyruğunuzu yasal yalnızlıklara......dilinizde gizli bir söylem, oysa biz büyük adamlardık küçük harflerle yazılan... adımızın ardınca sufle verirken kuşlara her dilden..............her renkten bir tek kendimizi anlamadık................... anlatamadık...
Her dem okunası bu sayfa her daim 'Şiir' yürek, duygu, hayatın içinden, kendiyle, hayatla-hayatın içindekilerle, değer denilen değer ve değersizliklerle yüzleşme, sorgulama...
etkin felesefik yaklaşımlar içinde yoğurulmuş bir şiir her zaman nefes alışımız kendimizi sorgulama ve keşkelerle geçiyor bizler sanal oyunları büyütüyoruz artık düş hanemizde her yere kulak tıkalı ve görülen her felaket görmezden ve duymazdan geliniyor bunun sonucunda robotlaşmaya doğru kötü bir gidiş var kim yaptı suçlusu kim?aslında bunun sorgulamasını kendi iç dünyamızdan başlayarak yapmalıyız değerli şairin yaptığı gibi etrafımızda büyüttüğümüz o koca dağlar ve ırmaklar bizi boğacak bir gün şairinde dediği gibi aşk bile artık asal boşluklar olarak kalacak dilimizde Leyla kendini nasıl bir fosile sattıysa bizlerde artık aşklarımızı orta yerde yaşıyoruz herşeyimiz her duygumuz sere serpe ortalıkta gizi gitti artık hayatın şiire bunları da ben kattım ve bunları düşünüdürdü her güzel şiirde coşarım böyle güne çok yakışmış her şiirinin üzerine rahatça imza atacağım dostumun iyi ki varsın,sevgiler...
Belki ,hep yazmak istediğim ama bir türlü dile getiremediğim şiirlerden biriydi dedirtecek ,yaşama ve evrene bakışıyla dolu dolu bir şiir. Okumak büyük zevkti şair,iyiki varsın...
"siz bilmiyorsunuz nasılda çürüdü parmaklarınızda ipler oynarken kendi rolünüzü astınız uyruğunuzu yasal yalnızlıklara büyük adamlardık küçük harflerle yazılan sufle verirken kuşlara her dilden bir tek kendimizi anlamadık..."
Siz bilmiyorsunuz kafanızda gömülüyken kum kuyudan çıktı Musa masum aynalara su diye bakarken kayıp düşlerine anne diye ağlıyordu çocuklar , EMEĞİNE YUREĞİNE KALEMİNE SAĞLIK CANDAN TEBRİK EDERİM SAYGILAR
"Dünyada nice diller var, nice diller, Ama hepsin de anlam bir. Sen kapları, testileri hele bir kır, Sular nasıl bir yol tutar, gider. Hele birliğe ulaş, hır gürü, savaşı bırak, Can nasıl koşar, bunu canlara iletir."...............Mevlana
bu sayfada her dem özel dizeler okumak ayrı keyif
tebriklerim hayata kattığınız erdemli düşün sevgi dolu eşsiz cümle güzelliklere iyi ki varsınız Cumali dost..:) sevgim saygım her dem selamlarımla..
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.