9
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1282
Okunma

Hüzün kimi zaman
Ağaçtan düşen bir yaprağın sesinde
Bir yaprağın renginde
Bir yaprağın sürüklenişinde gelir
Gelir de çörekleniverir gönüllere
Güneş tırmanırken dağlara
Sahte adımlar, yalancı tebessümlerle
Çalar kapımızı, bayram günlerinde
Adı eylüldür kimi zaman
Doğan günün zevkini alamadan
Savurur bizi hayatın poyrazında
Gün geçmeden
Yağmur bulutları yerleşiverir
Hüzünle karışık
Sarı bir eylül ayazında
Dudaklarımızın yamacına
Göçmen kuşlar geçer anıların içinden
Selam yüklü kanatları
Güz yapraklarından yelkenlilerle
Kopup gider yıllar
Ölü bir sonbahar yaprağıdır ömrümüz
Yeniden yeşersin istersin
Yeşersin yeni baştan
Avuçlarımızda
Ne zaman hüzün düşse yapraksız dallara
Leylakların kokusu sarar
Kışlara inat yürekleri
İşte o an
Tutup yakalayıveresim gelir
Güneşi bir ucundan
Ah, eylül
Dram sessizliğinde geçersin
Ömrümüzden kanayarak
Geçip giderken zaman el koyar saçlarımıza
Karlar yağar zamansız
Son deminde çalıp gidersin
Sevinç dolunaylarımızı
Ne varsa yitip gider içimizde
Yare selam uçuran turna çığlığı şimdi
Eteklerimizde hüzün
Gözlerimizde yağmur bulutları
Boşaldı boşanacak sağanaklar
Salıver de rüzgarlara karışsın
Söylesin üveyikler, kırlangıçlar söylesin
Dünden bugüne sevdamızı
Bak, gizli bir güç savrulur
Yüreklerin derinliğinde
Bahara uzanan tüm yollar toz duman
Kim unutmuş yanağının ortasında böyle
Kıvrılıp uyuya kalmış sarı hüzün
İşkillenip gülmelere varamaz sevincimiz
Yine de kaybetmedik umudumuzu
Bakarsın gün gelir
Gün gelir
Güneşli bir eylül kuşluğunda
Çalarız kapısını
Bayram günleri gibi
Sevinçlerin
5.0
100% (10)