6
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1157
Okunma
İçimin yaşanmışlıkları
ağır parfüm kokusu kadar suçlu yayılıyor düşündükçe
Bir şiir kaç gram gelir diye düşünüyorum
Sustuğum migren tadında şehir ışıkları kaç kilometre uzaktadır ana vatanına
Ve bir bağlacın ayrıcalığı köle gibi siyah kokmak mıdır
tren raylarının arasına sıkışıp kalmış çakıl taşlarının canlılığında
Ölmeden önce
son kez özgür olma isteğiyle can çekişen bir mahkûmun hayat hikayesinde boğuşmak
Kısmi felçli duygularımın koğuşunda bir akşam üstü tebessümü kadar açken
Aşka bağımlı ülkelerin bürokratik engellileri misali
tok sahnelemek midir sahte devrim tezgâhlarını
Sen ruhumun en seyyar iştahısın demek isterdim
Sonrası bir pazar yurtsuzluğu muamması
Kurulmuş ve kurulacak tüm çalar saatler üzerine yemin edeceğim ki
Ben düşünmedim bu çok sesliliği gibi uyanmak itirafıma
Çapraz sorgularda çift kişilikli bir rol kapmak misali
En çok bir Tayvanlı gibi aldatmak
En çok kendi şirketimin doldurduğum içini yine kendime boşaltmak
En çok bacağımı sistemin deliğinden içeriye sokup sistemin bacağımı yutmasıyla
sistem anakondasını yine sistemin dışına çekebilmek
Bir kabile üyesi iç güdüsüyle
Afrikanın aç kalmışlığında üzerimdeki takım elbisenin farklılığıyla
elimdeki üç katlı ruhsatsız sefer tasıyla
yine de olamadığım bir memur zihniyetiyle
uzayıp giden o kırmızı patikalardan deliler gibi dans ederek uzaklaşmak
Tanrıya ve kendime yardım elini uzatmaktır biraz
diyesim geldi işte
O aramızda geçtiğini düşündüğüm bir saniyede
...
5.0
100% (9)