2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1020
Okunma

BENZEMESE DE ŞİİRE....İŞ OLSUN DİYE YAZDIM İŞTE....
KIZIL SAÇLI KIZ....
Sarılır kız kulesi mavisindeki denize
Yitik bir aşk masalını paylaşırlar martılarla
Kızıl saçlarını tararken yosun kokulu rüzgar
Köpüğündeki dalgalara karışırdı düşünceler
Galata göz kırpardı gizlisinden sevişmelere…
Son seferini yaparken iskelesindeki feribot
İş dönüşü geçip giderdi Kadıköy’den
Ruhu ağır gelirdi yürüyen yorgun adımlarına
Peri kızı imgeleri toplardı İstiklal’den…
Çiçekçilerdeki mor çiçeklere dalar giderdi
Üşür dokunamazdı elleri renklere
Sarıldığı tek renkti üstündeki ince pembemsi giysisi
Kıyısından uzar giderken kendi semtine
Düşük dar omuzlarındaydı hayalleri
Uzardı dar sokaklar kalabalıklaşırken insanlar
Kızıl saçlının saçlarında kayboldu insanlar….
Yeşilçam sokağında içerken bir yudum çay
Yutkundu aklına gelen filmlerin siyah beyaz karelerine
İskemlesinin yanından geçerken mendilci kız
Daldı gitti kendi çocukluğunun seyrine
Bez bebekli zamanlardan kalma ninnilere…
Takıldı diline İstiklal’in orta yerinde çalan bir şarkı
Hayat dedi –kanayarak akıyorsun avuçlarımdan-
Dur demek istedi duramadı kalktı yerinden
Biraz annesini koklamalıydı vakit geçmeden
Bir kırmızı otobüs onu alıp götürmeden evine
Gökte salınan kırmızı bir balona bıraktı düşlerini
Ahşap kapıdan girdiğinde kucaklayıp,kokladı uymadan öncesi annesini ….
Akşam yatarken sarıldı pamuktan ayısına
En parlak yıldıza bakarken bir dilek tuttu yumdu gözlerini
Sırtına çekerken içindekileri biraz da üşüdü böbrekleri
Uzaklarda kalırken sevdiği bir adam,
Yakınındaydı az önce yazdığı ağlamaklı ıslak şiirleri....
Uyandı erkenden kızıl saçlı kız, kızıl renkli sabahın şafağında
Gülümsedi güneşe, rimel yapıp tüm aydınlıkları sürdü gözlerine
Tebessümle çıkarken kapı eşiğinden
Öptü gözleriyle sabahın ilk öten serçelerini.....
5.0
100% (4)