11
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
2356
Okunma

“Hazan mevsimi gelmeden daha
Göçmen kuşlar gitmeden, uzak ülkelere
Ağaçlar yapraklarını dökmeden
Başlamadan kırk ikindiler
Saatleri ayrılığa kurmuşsun…”
Kederler yüklenmiş bulutlar geçer yüreğimden
Ve hüzünler dökülür ceplerimden
Buharlaşan acıların tortularıdır
Yüreğimi acıtan
Kır saatlerin zembereğini
GİTME
“İdare lambasının isi karartır gecelerimi
Yıldızlar tutsak, ay tutuklu
Testere dişleriyle zaman
Gelip almadan anılarımı
Geri dönsen ne olur?”
Bir soru içinde tükenmekten korkarım
Ellerimde yarım kalmış bir cümle
Düşüp kaldım çaresizliğe
Kalbim unutmuş türkülerini
Aranır durur, yarım kalmış şarkıların notalarını
GİTME
“Trenler geçer, çığlık çığlığa
Kırlangıçlar asla dönmez geri
Dağları yıkılmış, dalları kırılmış bu şehir
Yokluğunda bana dar”
Geçip giden günlerin ardından
Ayları saydım
Kaçamak korkular kirpiğimin ucunda
Bir kadeh şiirde içtim kelimeleri
Anlatacak çok şey varken
Hasret dolu gözlerimde
GİTME
“Ayrılık, sokak lambalarına teslim
Çiseleyen yağmur gözlerden dökülen
Kıskanç gönlüne hapset dolunay ışığını
Sil, çizdiğin hüzün resimlerini
Mutluluğa koş…”
Tebessümlerim bir tahta masada kederlenmekte
Yaşanmış, suskun coşkularım
Anıların koynunda
Hüzün adım attığım her yerde yapışır yakama
Unutmuşum gülmeleri
Gamzelerim yosun tutmuş ağlamaktan
GİTME
“Hangi anlamsız rüzgar söndürmüş
Gözlerinin ışığını
Binmişken şebnemler
Bir gülün yaprağında ay ışığına
Deniz esintisi gibi, dol odama”
Biz, seninle
Aynı rüzgarın sesiydik
Aynı türkünün iki kıtası
Üşüyen masalların sessiz çığlığı
Kaç mevsimsiz kar yağdı, baharlarımıza?
Kaç umudumuzu soğuk aldı?
Unut ayrılıkları
GİTME
“Rüyalarıma kırağı çalsa
Karakışlardan kalan sabahlarımda
Dudaklarım
Güneş diye
Seni
Anar
GİTME…”
5.0
100% (10)