3
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1217
Okunma

Dökülürken erkenden güneş
Eteklerindeki dağlara çökerdi kızıl
Kırılırdı kısa boylu insanların uzayan gölgeleri
Gönül uzun kanatlı uçak olup uçarken uzaklara
Tan çoktan Ankara’da açarken
Gün batımında battı mavi direkli gemiler (egede)
Yosun tutmuş sevişmeler
Karasal mevsimlere kalıyordu koynumda
Tozlu çizik plaktan yayılırken eski aşk şarkıları
Kokun dolaşıyordu ayak bastığım terminalde
Koca şehri ciğerlerime çekiyordum seni çağırırcasına
Herkesin valizliyken ben ceketsizliğime inat
Elimden gelse kaçmaz mıydım aynı otobüsle
Olmuyor işte
Deniz için tuz göz için ıslaklık gerek yakılmalara
İşte geldim dergahına gel de karşıla
Yine yoksun…olsun…
Olsan sana dokunsa gözlerim
Ellerim tutuşurken sevsem mesela sesini
Sonrası sonsuzluk olsun…
Yatağımda yarım kalmış karanfil kokun
Elimde vuslata dair metruk bir şiir
Son kez ölmeden önce öperken resmini sana dokundum
Kurumuş dudaklarımda hep adın
Ve nedense sensiz uykular senli sayıklamalı…
Bilmiyorum işte yine sana geldim görme/sende…
Ankara ya ayak basarken yakılmalar...
5.0
100% (4)