3
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1220
Okunma
Ne zaman ölü bir kuş görsem kaldırımın birinde, ne zaman bir haber duysam haksız yere biri öldü diye, ne zaman bir aşk hikayesi okusam biteceğini bile bile, hep hissederim yaklaştığını artık Nuh’un gemisinin sahile!
düşümde ki kan kokusu
kovalarca kan ve gözyaşı yerine ter mi olsaydı keşke
buna sebep sevişmek elbette
gitar çalanlara hayret ediyorum
çalamamak benim kusurum olmasa gerek
hani yavruağzı dilinin değip de, tükettiği tuzlar gibi
bir mühendisin havası mezun olunca biter ya
ya da on birinci kat intiharları bu ruhsuz şehirde
yazmak istemeyen ulusal medya tacirleri kalemleriyle
hayat bir cad programı da olmayabilir tabi de
bu arada değişken havalarıyla da ’puşt’ da sonuna konabilir haliyle rus edebiyatında
ve çay içerken, dinliyorum çaykovski havasıyla
kimsenin umurunda olmayan
en iyi kuğu gölü mezuniyeti popüler çıplaklığından uzak da suretinin
boynunda çalabilir
suretin yaseminler
sürur eder bizi ecnebi çikolatalar
kaynar sonra da don tutmuş omurilik sıvımız
aniden elin çarparsa kumandanın kırmızı kornasına
bir uçak daha düşebilir ya da bir mermi çekirdeğinden çıkıp
ak ak saçlarında avuçlarımda kalabilir
olasılığı olmayan bir şey olmayabilir
mesela bugün patatesi doğrarken bıçak sapından çıkıp elimde kaldı
evde var beş bıçak
beş de bir
dört kalmayabilir
senin yüz on yedi bin iki yüz altmış iki saç telinden dokuz komşu ülkesi
eskiden de bizim diye
dokuz asal olmadığı için ayrı bir ilgiye tutulmadan
bölünüp yüzdeliğe alınabilir
ama kimin umurunda olur ki
kim diyebilir ki ben de onu seviyorum
göreceli ki, her kırmızı kitap yeminle çarpmayabilir
saçlarının kızılları da buna dahil olup
acılarımız depreşebilir
kehanet bacı, güvercinler elektrik geçmeyen kablolarda rahat
dünyanın dönüşünü en iyi takip eden de zaten onlar
ve atlar
çekilen halaylar
halalar ve hâlâ yeşil yirmilikli hâlâlar
bir çocuğun odasından duyabildiği kadar
anneler, babalar ve yine anlamsız çıkan sesler
ne ölçü de yabancıysa şimdi ikimizin aşk tutanaklarına
senin sevgine ait şehirler olasılıksız ıslanabilir
düşümde ki kan kokusu
sevgili, bana yabancı tüm yabancı kelimelerin manasını dilerken senden
-ayrılık da buna dahil
horozların ötmediği bir dünya da
eğer ki abdestim kaçmayıp
cehennem de ağzına kadar dolu olursa
artık kale arkasından bir yer de, cennet de
yolumuz kesişebilir
maviye çalan, maviye boyanmış, mavi kokan parmaklarına yemin olsun ki
budanın lasız türküsünü dinleyen kibele suratlı kadında gözlerim kalsa da
telefon kablosunda şarkı söylerken ölüp, asfalta düşen güvercine fatiha okuyabilirim
sonra aynı parodi, yine bir anne hıçkırabilir
elbette buna yatak, çarşaf ve battaniye sevinebilir
ama biz asla sevgilim
düşümde ki kan kokusu hiç çözülmemiş matematik sorusu
sarıldığın an korkum geçse de,
zaman artık ahir zamandır
5.0
100% (8)