5
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1728
Okunma

bahsi geçmeyen sessiz bir zamanda
bin bir tesadüfe denk gelip rastlaştık
öylesine didinilmiş bir ömrün
sıradan bir oyunuyduk
bıçak sırtı keskinliğinde gittik olmadı geri geldik
her kesik iz bıraksa da ayaklarında birliğin
oysa hep ikilikdik o gitmelere
gelmelere tek
öylesi günlerin mütemadiyen tekrarıydık
baş unutulmuş son ötelenmiş
ara sıra aynı sofranın meyve tabağında
iki ayrı cins diye bir tasa konduk seninle
renklendik ben pembeden düşme kırmızı
sen maviden kaçma kahve
uymadı gökkuşağımız
ne kırıldım parçalara ne de yapıştım yama diye eksikliklere
dolu yanında bardakların
güneşini aradık sevdanın
oysa aldırmadan daima yağan yağmuruna fırtınasına fıtratımızın
hep ikilendik
şimdi bir uvuç şukran dilimde yad ediyorum zamanını
ne yaşamdan düşsün ne de savrulduğum rüzgarım
sıcacık her yeni güne doğan güneş
her geceye dolunay
bildiğim denizde kocaman yolcu gemisi
ve her gemi zamanı gelince demir alırmış limandan...
5.0
100% (7)