18
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
3362
Okunma

Güneşin bir parça suda yansıması kadar yürek
Bir parça aksedince gökkuşağı kurulur renk renk
Menekşe açar sunar kendindekini en arı haliyle
Bir selama yerlere eğilir dudak refakatçisi dil
Bilmem ki neden burkulur kulak
Hayat sevgi katarında yol alır perdeleri bir aralasak
Bakışlar süzülür her damlasında yağmurun
Yıkanan fesat salyasını döker toprağa
Yeşerdikçe nefesi nefsin bin bir çeşittir mezesi ömrün
Değeri ederin kadar olan dünyan seçen sen
İsyanlarla besledikçe mayanı her yeni günün isyanı çalar kapını
Kır çiçekleri beklerken kaktüsler açar masanda kendince
Kendimce bakışlarım dökülmeden toprağa kefene sarmalı nefreti
Taş duvarlarını okşadığım yalnızlık nasıl yeşerir istese akıl denen fukara
Sıcağını istediğim kış üşümeden beynin örtülür mü bedenin
Yanmadan yüreğin çeker mi bade canım zoraki içmedik mi kızılcık şerbetini
Kulağına çalınmadan minare sesleri titremezse içinin ilahi yanı
Duysan ne duymasan ne dünyayı anlam alıp başını uçmuşsa…
5.0
100% (11)