Kırbaç vururdu hazin şarkılar kulaklarıma
Diş gıçırtıları peydahlanırdı notalara inat
Sol yanımda açılırdı bir anahtar deliği
Kemanın en tiz sesine basarken karabasanlarım

Terli soğuk yataklarda bulurdum geceyi
Rüzgarın düşerdi ellerime, akşamsefam renginde
Ellerim yanardı sol yanım kış bahçemde kalırdı
Kopan şeyler vardı içimde kasırgarlar yaprak dökerken

Bakışlarım sensiz zemherilerde donar, senli baharlarda çağlardı
Kum fırtınamlarım dönerken tufanlara, örtülürdüm yokluğuna
Kurak kalır çatlardı dudaklarım sahra hasretindeki nefesine
Ey Güneş düş üstüme üzerime kavur beni yak beni


Külüm kalmasın o/da savrulsun rüzgarında
Dur sende artık bulut yetmedi mi akşamları ağlattığın
Şimşeğine sözüm yok düşsün yakmaya yüreğimi
Deniz severim seni bilirsin ama sallama gemilerimi bırak
Uyuyacaksa koynunda senin martın var benim kimim var

Çöl hasreti tutkular kuruturken okyanuslarımı
İlkin bataklığa saplanırım sonrasında yakar ayaklarımı
İlkin ilkbahar yanlarım fragmanlar olur sonra finalindeki sonbaharlarıma
Dolu dizgin başrol ikimiz siyah beyazında kalırken gölgemiz...

G/eri s/arar başlatırım seni her seferinde film gibi
Sen gidersin ben geri sararım gelişindeki sahneleri görmeye
Olmadı hatırlamak için şiir unutmak için öykü yazarım pazarlarımda
Gözlerim yorulduğunda kıvrılırım yorganın sen sinmiş boşluğuna
Sol yanım yağmurlu, sarılırım kokuna düşlerin erken düşsün diye üzerime...
Ve düşlerimle uyurken yaşar, uyanışlarımla ölürüm senden gizlice....