2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
966
Okunma
Kapalı bir defterin altına sakladığım
Çocukluktan kalma aşklarımı
Sunmayı arzularken demlenerek yüreğinde
Uzağında buldum kendimi sevdanın
Ayın on dördü gibi değilmiş sevda
Dolunay çözmeye yetmiyormuş dilimi
Kekeme bir düşün esaretinde
Düşlerken seni anladım
Bu sevda yasakmış bana
Prangalı düşlerimin uçlarında
Sivrilirken fikri muhasebelerim
Hakka delil olan bir ağıt yok olmuş içimden
Anladım
Kulaklarımda dillenen bir eski şarkı da
Ah içimde yanar yangınım
Yangınım düşer gecene
Gitmeyi arzuladığım bu şehirde
Dönmeyi arzulamak kâfirlik olur belki de
Soğuk bir suda okunurken dualarım
Bir kurra’nın dilinde ararken içimi
Gitmek farz oldu düşer içime bilirim
Ve ben son cüzdeyim
Elbet gitmeyi de bilirim
Aşkın eflatuniyi asarak boynuma
Tohumlarımı ağlayarak çürütmeyi de
Şarjı bitmiş bir yaşamın kıyısındayım
Gitmenin belki de son arefesindeyim
Masaya bıraktım şiirlerimi
Yüreğinden arakladığım kalemimi
Gidiyorum bu son dolunay geceme
Bu senin duyacağın son ağıtım sensizliğime
Bundan sonra akar içime gizlice
Şimdi yak ışıkları
Aç perdeleri
Bu son matineydi
Ne yazık ki buda bitti
Selçuk ERKİ