Jilet kesiği gece örterdi hüznü üzerimize
Ay yarım kalırdı ayrılığın sancısında karanlığında ağlardı
Kokun kekik kokusuna karışırdı çarpardı gözlerime
Asit kırbaçları vururdu, yanağımdan düşerken yüreğimi

Kan kırımızısı gelincik tarlası özlemler büyürdü
Yanık aşk türküleri ağzımı kurutsada nisan yağmurlarında
Sırtım sana dönükken, titrerdi ağzımdaki sözler
Mum alevi yakardı kazınmış hatıralarını

Giderken ters yönlere kırık pusulasındaydı hayat
Kaybolur boğulurduk ufkun ince çizgisinde
Her adım mayına basardı ayaklarım
Şarapnel parçaları sıçrardı kırardı göğüs kafesimi
Sen giderken sessizce...

Ve zulamda suskunluklar hançer olur vurulur dururdum
Durmadan kanayan sözler büyütürdüm içten içe
Sefil kalmış şafaklarda fitürsuzca bağırırken adını
Sana hoyrat şiirler daha yazacaktım ansızın ızsızlıklarda
Rast/gele şiirler olsada sana dair olacaktı en azından

Tozlu kitapların arasındaki kurumuş güllere karışacak sözler
Daha çok yazacaktım yarım kalacak olsada her şey
Ellerimdeki kalem titrek kalır, kağıt gözden kalma ıslaklığında
Nacar kalır kelimeler ayrılığındaki aşklara, sığmaz ki kağıtlara...