16
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1336
Okunma
Söz Mücevher Olsa
Söz mücevher olsa bende yok yeri
Mana eleğinde elenmeyince
Akıl kılıç olsa kesmez peyniri
Zamane çarkında bilenmeyince
Dünyayla ay güneş bu nasıl etki
Bu hareketlere kim verir yetki
Kainatta olan sayısız bitki
Yeşermez ki yağmur çilenmeyince
Neden kuvvetlidir vücutta bilek
İnsanlar tanedir dünya bir elek
Her zaman da kabul olmaz ki dilek
Şükredip Allahtan dilenmeyince
Yusuf bilmek gerek ilimden fenden
Derler ki huy geçer insana kandan
İte yal yaparlar su ile undan
Ama karnı doymaz yalanmayınca
Yusuf Sayatoğlu
1960 yılında Kars İli’nin, Selim İlçesi’nin, Darboğaz köyünde doğdu. Asıl adı Yusuf Yıldız’dır. İlköğrenimini köyünde, ortaöğrenimini Adana’da, yüksek öğrenimini İstanbul’da tamamladı.
Ailesinde hemen herkes türkü söylediğinden küçük yaşlarda müziğe ve halk şiirine ilgi duymaya başladı. Aşıklık geleneğini öğrenmesinde ise ilk ustası olan dayısı Aşık Mustafa Çileli ve İlhami Demir’in yardımı oldu. Ortaokul yıllarında, flüt, kaval ve bağlama çalmaya başladı. Daha sonra zurna ve mey çalmayı öğrendi.
İlk şiirini lise yıllarında yazan Sayatoğlu, ağırlıkla güzelleme, eğitim, sevda, dini ve politik konuları işlemektir.
Aşıklık geleneğinde anlatılan birçok hikayeyi de okuyan ve öğrenen Sayatoğlu, Mürsel Sinan ve Saim İstek’le birlikte bir albüm hazırladı.
Aşık Sayatoğlu Konya Aşıklar Bayramı da olmak üzere birçok yarışma ve şenliğe katıldı ve değişik ödüller aldı. Şiirleri değişik yerlerde yer aldı ayrıca bitirme tezlerine konu oldu.
Aşık Yusuf Sayatoğlu’nun şiirlerinin bir bölümü »Hasret Nağmeleri« (1999) adıyla yayınlandı
)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(-)(-)(-434-)(-)(-)(
Beladan her zaman uzak durmalı
Bulurmuş çevreden dolanmayınca
Canlı cansız her şey biter mutlaka
Her şeyin arkası ulanmayınca
Gürs kalkan sesleri er meydanında
Mertlik yatar koç yiğidin kanında
Kılıç da küflenir bil ki kınında
Bir kılıç, kılıçla bilenmeyince
Gülmek de gerekli bu tabiidir
Kimisi şakacı kimi harbidir
Bazan da şakalar ilaç gibidir
O şaka cıvılıp, sulanmayınca
Bazan Rüzgar ile toza bürünür
Her canlı doğada suyla arınır
Her suyun mutlaka dibi görünür
O su kirlenipte, bulanmayınca
Hiç bir şey aslında değildir kolay
Merkezin çevresi imiş bak dolay
Akıldan çıkmazmış her türlü olay
İzan, hafızadan silinmeyince
Arayan mutlaka karşılık bulur
Vuslatsız aşkları bilenler bilir
Sevdiğin uğruna ölsen ne olur
Meğer ki şu bahtta gülünmeyince
Lüzumsuz türküyle elem kalır mı
Müzik dinlemeyen aşkı bilir mi
Duvardaki sazdan fayda olur mu
Ele alıp şöyle çalınmayınca
sADIK DAĞDEVİREN
AŞIK LÜZUMSUZ
5.0
100% (15)