4
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1261
Okunma
bu gün yine her şey
SEN’sizliğimi kakıyordu başıma;
suların koynunda oynaşıyordu yakamoz’lar,
cilveli, işveli raks ediyorlardı,
dalgalar asırların arzusuyla koşuyorlardı sanki kıyıya
kocaman ve özlemle açarak kollarını
kucaklıyorlardı sahili doyasıya,
can çekişiyordu aralarında firak,
hazzın doruğundaydı sahil; dalgaların kucağında,
ben sâfi SEN’dim bir CÂN gibi,
SEN’se yoktun yanımda!...
ay en doyumsuz saklambaç’ını oynuyordu bulutlarla;
yarine cilve yapan can gibi
kaçarak onlardan, yine onlara saklanıyordu,
sarıp sarmalıyordu bulutlarda,
vuslatın tadını çıkarıyordu.
benim’se alev alev firak yanıyordu canım da,
ben sâfi SEN’dim bir CÂN gibi,
SEN’se yoktun yanımda!...
yıldızlar el ediyorlardı birbirlerine,
göz kırpıyorlardı uzaktan uzağa,
fütursuzca kanını kaynatıyorlardı birbirlerinin,
SEN’de adeta bir cemreydin kanımda,
ben sâfi SEN’dim bir CÂN gibi,
SEN’se yoktun yanımda!...
akşam erguvan köşkünden hovarda bir arzuyla
yanakları al al, el ediyordu geceye,
cemre düşmüştü cemre
üç harflik bir hece’ye!...
bir türkü tutturmuşlardı kuşlar; coşkuyla
sessizliğin kulak zarını delercesine,
coşkulu bir melodiydi hayat;
aşk makamı’nda.
ben sâfi SEN’dim bir CÂN gibi
SEN’se yoktun yanımda!...
bir yağmur saltanatı vardı; doyumsuz;
dallara, çiçeklere,dağlara ve yollara
şebnemcesine buse’ler konduruyordu
minik damlalar
arzu dolu dudaklarıyla.
benim’se dudaklarım fay kırığı gibi çatlamıştı
aşk yalımında,
ben sâfi SEN’dim bir CÂN gibi
SEN’se yoktun yanımda!...
rüzgar hercai bir ıslık tutturmuştu;
fütursuzdu,
raks ediyordu kendinden geçmişçesine;
sanki sarhoştu,
kainat baş döndürücü bir aşk yaşıyordu.
benim’se; yüreğim SEN’inle dopdolu,
tüm hücrelerim adı’nı anarken çığlık çığlığa,
kollarım bomboş’tu!.
bir hasret türküsü vardı dudaklarımda,
ben sâfi SEN’dim damar’la kan gibi,
SEN’se yoktun yanımda!…