9
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1556
Okunma
Yokluk ile tükendi umut denen sermaye;
Sevincimiz kursakta birazdan da az bizim.
Sürgün iken başladık acılarda ermeye
Bu yüzden sözümüz tok; başımız beyaz bizim!
Hırçınız! Havamız sert! Zaman; öfkeli deniz!
Hırsla, aşık atmaktan ne bet kaldı ne beniz.
Hülyâda, her hüsranın bıraktığı derin iz:
Canı târumar etti; baharımız güz bizim.
Mutluluk veresiye ızdırap peşin peşin
Baştan eyvallah deyip cilvesine ateşin
Girip şaşkını olduk aşk denen keşmekeşin
Merhamet tarlasında serpilen maraz bizim.
Fermanın doğası ki; dinlemiyor amanı
Hayatla meşk etmeye gönlün de yok dermânı
Yandık, geçim derdiyle; görünmüyor dumanı
İçerimiz yanardağ dışımız ayaz bizim.
Sakın bunak sanmayın dumur olsak da yer yer;
Elden düşmemiz bile piyasada muhayyer.
Dert, derdinden yakınsa üzgümüzde bulur yer
Dilimiz he’ye yatkın; hayıra ahraz bizim.
Doruklar bulutlanır; içimiz gam vadisi!
Göz kapaklarımla bir yerle göğün perdesi
Kapanınca dolar mı çilemizin vadesi?
Ahretimiz hacizli nafile niyaz bizim.
01.04.2012
Salih ERDEM / AYDIN
5.0
100% (4)