1
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
421
Okunma

Çoğunun kalbinde dinmeyen ağrı
Kırık hayatları yaşar emekli
Yoklukta varlığın sırrına doğru
Yol bulup dağları aşar emekli!
Bilir ki hiçbir şey değil kazara
Devranın meramı sokmak mezara
Yetişmek ne mümkün çarşı pazara
Günbegün feleği şaşar emekli
Maaşla eriyen ömrüne bakıp
Vefasız yılların kahrıyla çöküp
Çağlaya çağlaya maziye akıp
Anılar nehriyle coşar emekli
Âlem pişmiş aşa suyu kattıkça
Kemiğe dayanan bıçak battıkça
Acı reçeteyle hapı yuttukça
Sitemle dolarak taşar emekli
Hep aynı terane hep aynı maval
Avutmaz gönlünü okunan masal
Sabrı taşırdıkça sukutuhayal
Musalla taşına döşer emekli
Tuzu kuru olan anlamaz onu
Yâdında hüsranın sayısız tonu
Düşünür böyle mi olmalı sonu
Esefle deştikçe deşer emekli
İçini dağlarken gam için için
Bu yaşta sırtında bunca yük niçin
Takati var mı ki üç kuruş için
Kuyruktan kuyruğa koşar emekli
Biricik arzusu ne yüz ne astar
Hakça ve insanca yaşamak ister
Rayları çileye açar makastar
Dertlerin narında pişer emekli
Umumun içinde bakar ahvale
Üzülür düştüğü perişan hâle
Dalınca yarına dair hayale
Düşün ocağında üşür emekli
Çaldığı kapılar olunca duvar
Elinde ne varsa hep satıp savar
Çaresiz kolları yeniden sıvar
Dikenli yollara düşer emekli
04.01.2024
Salih ERDEM
5.0
100% (5)