0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2099
Okunma

Kadınlar, yaşlılar ve çocuklar yani savaşmaya malik olmayanlar. Onlardı annem ve babam. Yıl 1864 eski bir tarih ancak son ’Grozni Savaşı” ve o savaşta Ülkemize gelen yüzlerce kadın, yaşlı ve çocuğu sanırım hatırlıyoruz...
Kafkasya, Çeçen ili
İnancın şimaldeki, Hakk’ı haykıran sesi
Annem bir elimden tutardı, babam birini
Bir ileri bir geri, oynatırlardı beni
Ve duyduğum ilk şarkıydı, Şeyh -Şamil’in kıvrak ritmi
Ve sonra gök gürültüsü
Ardından da duyuldu, topun, tüfeğin sesi
Sonra yollara düştük, Kara Deniz geçildi
Anne idi yolcu eden, karşılayan anneydi
Ve duyduğum ikinci şarkı, Mehmet Akif- İstiklal Marşı
Kucakladılar önce
Yolculukta yırtılan, gömleğimi soydular
Yeni pabuç aldılar, karnımı doyurdular
Sonra önlük ve çanta, okula yolladılar
Ve duyduğum üçüncü şarkı, Türk’üm, Doğruyum... diye başlar
Ve sonra üniforma
Öyle ya ben artık, zıpkın gibi delikanlı
Temizliği orada gördüm nizamı, intizamı
Vatana yan bakanın, canına okumayı
Ve duyduğum dördüncü şarkı, 10. Yıl- Cumhuriyet Marşı
Nihayet şafak bitti
Başta kepin yerini, briyantinli saç aldı
Benim de gönlüm esti, benim de gönlüm yağdı
Kerem değildim lakin, yanmadık yer kalmadı
Ve duyduğum beşinci şarkı, Tatlıses’ den-Urfalı Kızı
Vesselam, zaman bir su
Armudun sapı, üzümün çöpü, zaman geçecek
İki yaka, bir ara hikayesi, çek babam çek
Ve bir şarkı var ki, o’ son demde gelecek
Çünkü onun adı Makber, yani her yer karanlık
Yani, elveda dostlar, Allah’a ısmarladık, Allah’a ısmarladık
Metin Ceylan
"Bu şiir, son kıt’ası henüz yaşanmamış gerçek hayat öykümdür"