Bugün Olympos’ta dolaştım,
Latince öğrendim,Eflatun’la tanıştım.
Sonra Zeus’u gördüm, Apollo ile sohbet ederken.
Hera’ nın Herkülle ne derdi olduğunu araştırdım.
...
...
Bugün Eski Mısıra uğradım, Keops’a tırmandım.
Evet, güneş tepede sıcak, işçilerine hayran kaldım.
Sonra Tutankamon’a selam verip Seth ve Ra ile dolaştım.
Pek birşey anlatmadılar, hikayenin Nil tebaında yattığını anladım.
...
...
Bugün Machu Picu’ ya uğradım.
İnkalar, Mayalar dertleri neydi de kavgaya tutuştular?
Kral mı Tanrı mı her neyse hepsi onun için vuruşmuşlar.
Güzelim İnkalar bu büyük tanrı için işçi, mimar, mühendis olmuşlar.
...
...
Bugün Çin Seddine de çıktım.
Baktım iki taraftan ordular geliyor, ama Sedden kimse geçemiyor.
Sordum o taraf ne diyor, bu taraf ne istiyor,
Ne entrikaları anladım, ne şehre acıdım, ne de atlıları uyardım.
...
...
Gün sonunda baya yorulmuştum, soluğu Hicaz’ da aldım,
Mekke-i Mükerreme, Medine-i Münevvere’ de soluklandım.
Kabe’ de düşündüm,döndüm dolandım, dedem İbrahim sordu ’Bu geziden ne aldın’?
Mescid-i Nebevi’ de huzura vardım, Ravza’ da Nebi’ye selamımı uzattım.
...
...
Sonunda anladım ki ne yapılar ne krallar ne tanrılar bir değer,
Olsa olsa bunca insandaki akıl hazinelerine şaşmak muteber.
Anladım ki bir hayal misali fani evrelerden geçmiş fikirler,
Anladım, dünya harikaları Rabbin katından serpilmiş zerreler.
...
Bunu anladım ve bendeki akıl gitti,
O gece Hira’ da uyudum ve bugünkü keşif böylece bitti.

Oktay Yılmaz