düş, hayal arasında düşüyorsun aklıma
özlem tadında,
hüsran burukluğunda hatıralar
ve hasret tadında bir bekleyişti
bırakıp gittiğin;
avuçlarıma…

seğriyen gözlerime bakmadın bile
duymadın canhıraş feryatlarımı,
umursamadın,
aldırmadın;
ardında nasıl bir enkaz
bıraktığına…

düş kırıklığında kayboldu hayallerim
usulca vurdum kıyılarıma,
sonra bıraktım kendimi;
gurubu soluyan güneşin yorgun ellerine,
birlikte döküldük
gecenin koynuna …

şimdi hicranla akıp gider özüm,
kendi derinliklerine sızar sessizce,
içim içimi yiyerek direnir hayata
bir içimlik acıdır tüm tatlar bende
yudumlar dolusu sancı
hicran bardağında…

hayata, aşka, sana ve kendime dair
serzenişlerim var;
bir kızıl isyan,
kapkara bir “âh” yankılanır şimdi
ve firakın koru yalazlanır alev alev
dudaklarımda…

hatıraları emerek beslenir
hüznüm,
hüznüm efkar tadında…