1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1235
Okunma
Akşam üstü inen
makamı belirsiz
bir kederli kokudur bende benim aradığım.
Her nedense büyümeyen çiçeklerde
ballanmayan incirlerde
üşüyen dizelerde
belki yürür alabildiğine
ama baştan ayağa görünür
ölmüş
ve kimsenin bilmediği şairlerde
okunmamış kısa öykülerde.
Bir notanın başka bir notaya
maviye yatkın dönüşünde
kim bilir bu kaçıncı kırılırken
cama oyulmuş yüzüm
adın yine tek ülkemdir
kendisiyle beraber acı çektiğim
söyler söylemez
Çınarlar büyür
Ladinlerin ötesine
öteler
ve sonrası da senindir
ve bitişir sözlerimiz
terler bedenlerimiz
bir rüyanın özünde aradığımdır
sen uyurken
öperim ellerine
Bir gölgede mi üşüyorsun yine
ayakların çıplak.
Salı günlerimi özlüyorum
çünkü yorgun atlarım
taşmıyor hiç bir rüyamdan
nasıl istiyorum bir bilsen
gözlerimden öpülmeyi
nasıl istiyorum
zambak dokunuşlu ellerini.
Bir yaş daha işte
kanatarak
söküyorum bedenimin her yanından
gençliğimi.
Seslerimi
ve gözlerimdeki ışıltıyı
çizilmiş camlara benzetiyorum
arasam da artık
hangi süveyda’da bulayım
boydan boya aklımda kanayan sızıyı.
5.0
100% (4)