4
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1702
Okunma

Cama olan aşkım akınca satırlara... çeşm’i bülbülden taşır mı izler diye arandım... bambaşka bir serüveninde buldum sevdamı!
Haşmetli ve yakıp kavuran yıldırımların,
Volkanların zamanında,
Buluştu ateş ve kum önce.
Aktılar ovalar boyu sarmaş dolaş,
Yek vücut, tek yürek,
Harlı, kuzguni dere yataklarından,
Kimsenin haberi olmadı taşıdıkları sevdadan.
Kimse görmedi, bilemedi,
Nasıl zamana hükmedeceklerini,
Aktılar sadece buluşabilmek için,
O sonsuz vuslatta,
Hünerli bir çift elde şekil alacakları güne değin.
Bin yılların canı karıştı,
Bin yılların kanı.
Aktıkça yıkandılar,
Yıkandıkça saydamlaştılar,
Gözleri saydam bir derviş buldu onları önce
Aldı avcu arasına üfledi nefesini
Üfledi ruhunun derininden tüm bilgeliğini.
O gün nefsimizle tohumlandı ruhlarımız,
Can buldu camda,
İşlendik, bileylendik,
Hazırlandık birbirimize yüzyıllar boyunca
Derken;
Ete kemiğe büründü ruhun,
Ete kemiğe büründü ruhum seni takiben.
Saydamlığa öykünen bir ömrü yaşadım
O öyküyü bulmayaydı yolculuğun
Ve hurufla cama kazınan kaderimiz
İmgesel bir limanda
Demir atınca bütünlendi
Aşkla.
Hülya Ilgaz
5.0
100% (2)