4
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1548
Okunma

Çiçekçi Kız,
bir elinde sepeti diğerinde renkli çiçekleri
aşıklarara satardı kırmızı gülleri
böcekleride severdi en çokta kelebekleri
birde uzun saçlı bez bebekleri
takmıştı bir sabah sepetini koluna
ağzında bir ağıt geçerken yolun soluna
varmıştı anasının mezarına
en taze goncayı bırakırken mezar taşına
iki damla gözleriyle sulamıştı ellerini sürerken onun toprağına
zor gelmişti kalkmak çelimsiz ayağına
çiçekçi kız da düşmüştü bir kader ağına
önce gözünden sonra gökten bir damla düştü
damlalar sonrasında beyaz pamuklar saçına üşüştü
bu onun için ne uzun bir yürüyüştü
başladı en sonunda satışa
güllerini satarken müşterileriyle gülüştü
sepette umutları kalmıştı üçü gül beşi karanfildi
soğuk olan bu sokağın adı da karanfildi
kırmızılı beyazlı olmasada biraz da içten içe sefildi
şimdi kalan umutları satmak için gezmeye başladı efil efil
yorgundu yüreği soğuktu elleri
köyünü çok özlerken sevmedi ki hiç bu yad elleri
önce yağan kardan aldı bu üşümeleri
küçüktü yüreği büyüktü düşleri
bilmiyordu bu büyük şehirleri
teklerken yüreği önce adımları
sonrada yüreği durdu
boylarken kaldırımları
sepette umutları kalmıştı üçü gül beşi karanfil onlarda öyle durdu
ama kimse durmadı kaldırmadı
sabah çöpcüleri kaldırdı sepetten yola saçılanları
ardından gelirken cenaze levazımcıları
daha yaşı bugün sekizden dokuza çıkmıştı.. geride boynu bükük kalırken umut dolu üç gül beş karanfil, cebinde iki yirmi beşlik bir de annesini resimini çıkarmışlardı..
"şimdi kavuşmak zamanıydı toprak ana kadar sıcaktı anasının kucağı"
(sayfadan düşmediğim için masal bölümüne yazamadım unutmamak için buraya yazmak istedim bir de unutmadan... HERKESİN KANDİLİ KUTLU OLSUN...)
5.0
100% (4)