"cebime attığım küçük kağıtlarda şiirler
bir de cebimden dışarı dilek havuzlarına attığım bozuk paralar"

her bozukluğumu içime attım
bazen bozulduğumda oldu
bozuntuyada vermedim
bin kere paralandım
hemde çok kere parçalandım yarılandım yaralandım

sırtımda bir kambur üstümde bir dünya yük
küfemde bir yürek sen ağır gelmedin ki derdim büyük
bozuğum bugün bozgunlardayım içimde bir höyük
kanayan yaralarımda var birktirdiğim KUMBARAlarımda...

dilenciye atılan para da bozuk
Tahir’in kesilen bacağı da bozuk
bacımın kanserde verdiği kesik sol göğsü de bozuk
tinercinin yitirilmiş düşlerinde ki baly (bali ?) bile bozuk

yıkılırken gece kondular imarlar bozuk
hırsızlık yapmadığı için terli terli koşan, terazisi elinden alan bozuk
terazisi düzgün adamlar bozuk
bir de havuzlara attığım paralarım bozuk

küfemde bin tane küf kafam bozuk
PAŞAM içerde içim bozuk
borsalar piyasalar faizler nakit avanslar bozuk
bir de havuza attığım paralar bozuk

paralı diye yaptıramadığım dişim bozuk
televizyon izlediğim anteler bozuk
karşı komşum Ayten bana bozuk
kömür bozuk ucuzu yok kombi hep bozuk

işsizlerin yüzündeki tebessüm bozuk
ücretli öğretmenlerin parası bozuk
harçını vererek harçını vererek okuyanlarda bozuk
çimentosunu az katılan harç için evde bozuk
bir de havuzlara attığım paralarım bozuk

zaman için baktığım saat bozuk
içip kör olduğum rakıda bozuk
yoldan bulduğum kağıt para değildi bozuk
KUMBARAya yada havuza atmadım savurdum havaya bozuk bozuk

hep attım KUMBARAma dolu dolu
bozukluklarım oldu dolu dolu
kağıt çatılarma hep vurdu bir dolu... dolu
Kumbaram doldu yüreğim boşaldı....

İçimde birktirdim doldu
bir sen oldu
bir de memleket
bilirmisin ben seni bu memleket gibi sevdim
içimde bir sen bir de çocukluktan kalan misket
seni bu memleket kadar özlerken kafam bozukluklar içinde KUMBARA
SENİ BU MEMLEKET KADAR ÖZLEDİM HAVUZLARA ATTIĞIM DİLEKLERİM....
KUMBARAM İÇİME ATTIĞIM BOZUK PARALARIM.... KUMBARAM...


"cebime attığım küçük kağıtlarda şiirler
bir de cebimden dışarı dilek havuzlarına attığım bozuk paralar"