14
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
2815
Okunma

sana gel diyorum
öncesini ve sonrasını unutup
kalbim damla damla iki şiir arasına
yağmur gibi serin damlasın istiyorum
ateşin en harlısına düşer gibi
duman olsun istiyorum her şiir
gerdanını ve incilerini kalemle çiziyorum
ocağın başındayım savuruyorum gözlerimi
ağıtlarım yükseliyor parmak uçlarım kesilmiş
sen durursun suskunun iki mancınık arasında
küllerimi süpürüp türkümüzü mırıldanıyorsun
bacadan tütüyor uçuşuyorum rüzgârla
yaşamaya dair bir iz kalmıyor
ufukta bir çizgiyim artık
yönümü saçlarının ahengi belirliyor
sen gözün aydın bensizliğe saçlarını topluyorsun
gün ışığı yansıtıyor simsiyah yıldızları tutmuş gibi
tel tel ayırıp şiirlerime asıyorum
mısra mısra geliyorsun zambaklar ülkesine
sen geldiğinde dudaklarım çöl nöbetinde
hançer taşımış gibi kesik kesik
ağzımın hokkasında lâl kesilmiş adın
anıyorum göz göz olmuş evrende
örtülerin gerisine yüzün saklanmış
ölümlü sözler perdesini aralayarak
suretinle buluşturuyorum yüreğimi
seni düşündükçe divana duruyor kızıl bir çiçek
silkiniyor dehşetli rüyalardan
gölgenin başladığı yeri arıyorum
bir çığlık durmadan yükseliyor
korkuyu görüyorum masmavi kesiliyor
gözlerine benzeyen öfkem çoğalırken
sızarak gökyüzünden toprağıma
kabrimin üstüne kurban kesiyorsun
bereketli topraklara benzemiyor
sevmeyi bilmeyen katılaşmış yüreğin
mevsim güz değil ilkbahar değil
gecenin mavisine neden asıyorsun şerrini!
uzat ellerini uzat toprağıma
erguvanlar uğuldasın çehrene değen
ellerinden büyüsün toprağımda bir şiir
dur gitme şiir tortusu düşlerini öpsün
sana dair imgelerle kesilsin dudakların.
gecenin en mavisine yazılsın şiir.
5.0
100% (20)