6
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1615
Okunma
belleği aldatılmış bir yaranın
ansızın kapanması
beyni budanmış bir doğrunun
babasını batıda araması
bütün bunları grafiklerin bize
en kısa yoldan anlatmasıdır artık yaşamak
artık yaşamak. artık bir spermin
ateşe dayanıklı camlarda canlanması
ve vezneleri bağsuru büyük şairlerin açıp
şarkıların sonunda
sazlara sancıların iliştirilmesidir
çapsız bir infilak ve
kışlık sarayda sakatlanan
küçükşey için. sone
Herşeyin, herkese ait olduğu bir dünyada, biley nedir bilmeyen ellerini durmaksız başka bir ele uzatıyordu küçükşey. Öyle uzak, ve apak bir ufuk vardı ki gözlerinde, gözlerinden, ancak aşkla aşılabilen bir denize açılabilirdi insan. Ama iri yarı yırtıklardan yükselen uğultulara, alışık değildi sesi. Seslense, ulu bir orman dağılabilir, dereotları tüfenk takıp ırmaklara başkaldırabilir, dalyanları dağıtan orkinoslar ağlara, teslim olabilirdi. Durgun duran göğsünde bir topaç dönmeye başladı küçük şeyin. Küçük şeylerinde insanı insan kıldığı bir secdeden alnını kaldırdı. Karşısında artık, insanın yalnızca hakettiği acılara ağladığı bir dünya kalmamıştı, anladı. Aşk idiyse öte yakada duran yakarış, neden kendini leylaklara boğdurup yanına koşmadı.
Değil ise değmez denilen şeylerden yırtılıp neden, gelipte kabzesi zehirli hançeri göğsüne sapladı, bu dünya. Bunları hiç anlamadı. Öyle masumdu ki, ciltsiz soruları adına yaklaştırmadı.
kesikli makamlarda. hepimiz yani
sus yerine ağzımızı jiletle ilikleyip
kan dolu tünelleri içimize açıyoruz
yerler. yaklaşmakta olanı müjdeliyor
yanımıza. ölüleri kül çıtırtısından
dirileri görkemli depremlerden
birileri de hiçbirşeylerden korkmayan
hergeleleri çağırıyoruz
ev nedir bilmeyen sokakların
doymak doruğundan uzak
kibirsiz sevişmelerine yeltenen yerlerimize
felç iiniyor ansızın
küçük yalanlar ve yangınlar kundaklayan
ağzımız tomurcuklanıyor. urlardan
ay gören yerleri
gün boyu gece alan evlerde
narinşey için. kara ayin
o iti azgın bir veremin pençesinde bulan narinşey, şeylerin ırzına yeltenen dünyanın, kızlık zarında saklanmaktaydı. Serin bacaklarının ortasında bir karadut, dudaklarından iki gencecik kiraz sarkmaktaydı. İte baktı. İt çok itilip kakılmış, ve kanserden kazınmış kafası çok karışmıştı. Hırlı gözünde görmekte hayli gecikilmiş bir bakış vardı. Narinşey, herşeye rağmen onu kalbinden kavradı. Başlarına faltaşları yağmasın için kahinler, kehanetlere kapandı. Orospular kerhane kapılarını sessizce kapattı. Meyhaneleri bir hüzzam rehin aldı. Kıblesini şaşırdı suskunluk. Belliki bundan böyle narinşeyden sonra, herşey tufandı. Çünki o artık elleriyle bir iti insan yapandı. İt alacakaranlıkta ciğerlerine basan veremden doğruldu. Kalbi karanlıktan ağırlaşmış gece kelebekleri, gündüz de uçtu. Narinşey şiir olmuştu. Ama ayin bitince uçuk bir pembe bile ağır geldi, narinşeye. Ay aydınlandı, masumiyet karnından bıçaklandı. Yırtıldı kızlık zarları.
ben sizin
çatılara çarşaflardan kanlı bayraklar çekip
kremli saçlarını taradığınız vahşetten
çok çekiniyorum
henüz geçen her geceden sonra
geçmemiş yolculardan yorgun olup
tenimde toplanan terden bıkkın
kokumdan çok üşenmiş
koltukaltıma ince bir azar işlemiş
sanırım yerime içerlemiş oluyorum. içiyorum
içmeden bunları kaldıramayıp
kara bir ayinde o yavru cinnete
yetişkin pelerinler takıyorum
sizi. sesinizi. seslenişinizi
şırınganın haznesine doldurup
hınçla şakağıma saplıyorum
buna antikorlar aldırmıyor ve kalbim
kaf dağında bacaklarını erkek bir ankaya açıyor
benim için sizin yerinize
içi yılanlı geceden geçen uçurum dışında
içimi dökecek yer kalmıyor
sayenizde. yalın bir yalan doğursun diye içim
içinde çopur yeryüzü yanılgılarına
çekiş sesleri müjdeleyen
aldanışlar çalkalıyorum
2712bin12İst.
5.0
100% (4)