0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2191
Okunma
Bir GÜVERCİN OLSAM;
Kanat çırpsam uzak ufuklara,
umutlara tutunsam..
Denizleri, ovaları aşabilsem içim içim sığmayarak!
Yükselebilsem gökyüzüne!
Çıkabilsem sarmaş-dolaş olabilmek için taa bulutların üzerine!..
Seyreylesem ormanları-ırmakları kuşbakışı,
görebilsem amaçlı insanlar ile küçük hesaplı insancıkları!..
RÜZGAR olsam;
Esebilsem poyraz misali ;
vurabilsem sahilleri, yamaçları,
isyana davet edip coşturabilsem okyanusları,
heyecanlansalar engin denizlerin genç aşıkları,
görebilsem sıcacık sarılışları ve gizemli buğulu bakışları…….
Esebilsem kimi zaman lodos misali ;
okşayabilsem ovaları, kırları, dağları,
sarabilsem şefkatle bedenine dokunup ağaçları!..
Koklayabilsem rengarenk çiçekleri
ve buse kondursam gül benizlerine,
yayabilsem doyumsuz kokularını uzak illere..
YAĞMUR olsam;
yağabilsem bardaktan boşanırcasına
ve iğne ucu kadar yağmadık yer bırakmamacasına...
Kurumuş topraklara, çorak kalplere hayat verebilsem
ve umutlar yeşertip gönüllerde hüzünleri silsem...
Temizleyebilsem yeryüzünü çamurdan tozdan,
gönülleri kirden ve şerefsizleri onur israfından....
GÜNEŞ olsam;
doğabilsem gecelerin üzerine,
yarabilsem karanlıkları,
engin şafakları kızıla beleyip,
sabahlara çevirsem akşamları...
Aydınlatabilsem yaşama küsmüş köhne gönül kapılarını,
silebilsem cehalettin izlerini zihinlerden,
kurutabilsem sırılsıklam olmuşları, bitmez tükenmez çilelerden...
Tebessüm olsam donuk çehrelere, sönük bakışlara!..
Gamze olsam gülücüklere,
dokunabilsem haykırışlara!..
-Zafer Yanık-