2
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1130
Okunma

“ Eylül Telaşlı Rüzgârlar ”
Bir kuyruklu yıldızın gizemindeydi düşlerim
Uykularımı süslerdi göklerden
Bir meteordu aşk
Serseri mayın gibi parçaladığında yıldızımı
Tuzla buz oldu her şey
Dağıldı evrenin dört bir yanına
Açtım ellerimi göklere
Uzandım, tutmak istercesine
Düş kırıkları battı avuçlarıma
Sensizliğim kanadı satırlara
Söylenmemiş nice sözler var
Yüreğimin ucunda
Bakarsın bir gün şiir olur
Yıllar öncesinden yıllar sonrasına
Taşınır bu sevda
Say ki ben bu yürek depreminde
Enkaz altında kalmadım
Say ki ben dilek tutmadım
Her kayan yıldızda
Ve say ki ben her dalgaya
Biraz umut saklamadım
Peronlarında sevinçlerimi bozdurup harcadığım
Gitti gelmez trenlerinde
Boşuna bekledim seni
O gün bu gündür küstüm sokaklara
Kalakaldım karanlık kuytularda
Yalnızlıklar bana
Ben sana aşina
Alışamadım yokluğuna
Sabrın taş erdemine
Sığındıkça ben
Yaylım ateşinde yokluğun
Kundaklıyor gecelerimi
Suskunluğun gizemini unuttum
Unuttum ahizedeki titrek sesini
Ellerini rehin tutuyorum avuçlarımda
Yarım kalmış hayatlar
Bir boz yeldir kopmada
Kopmada sevgi sağanakları
Eylül telaşlı rüzgârlarda
Duydun mu yüzü ayaz vurgunu
Aşk anımsanmaz, yaşanır
Tıpkı şiirler gibi
Hep sen yüklü şarkılar çalar kapımı
Dilim tutulur
Gir diyemem
Sev diyemem
Unut diyemem
AY_IŞIĞI
5.0
100% (2)