7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1728
Okunma
I
Kırık bir şadırvan musluğundan
Gözlerimin yalağına akan
Bir billur sevda damlası
Bekletmekte sabahı
Uykusuzluğa yazılan soluk bakışlarla
Şahikaya ulaşmış bedenim
Hani o benim mangal yüreğim
Ütopyasında boğulmakta sevdanın
Kim bilir gelir belki diyorum
Kim bilir sadece bekliyorum
Kim bilir kim bilmiyor bilmiyorum
Avuçlarımda ıslanan yağmur damlası
Kuru bir çınar yaprağının yangınını
Söndürür mü söndürür mü söndürür mü
Ey şadırvan
Yedi kubbenin beş başlı asesi
Ne fışkırır fıskiyelerinden
Çoktan kurumuşken Yusuf’un kuyusu
II
Hüzün şaraba döner
Kışkırtan bir eylemin kekre tadıyla
Her günah bana döner
Keskinleşen mayhoş tadıyla
Damlayarak paslı imbiklerden
Anlarsın şafağın kollarında
Kulaklarında çınlayan gazeli
Şahmerana secde eden yılanları
Görürsün
Ağlarsın sende
Doldurursun ayın gamze çukurlarını
Kendini boğduğun gözyaşlarınla
Peşmürde bir düşüncenin kıssası ile
Takarsın koluna ayrılığın pazubentini
Anarsın sızlayarak sevdiğini
Beş vakit kırk rekât
Usanmadan çekersin tesbihini
Her günah sana döner
Her sevap yazılır geceye
Diyerek kapanırsın secdeye
III
Pepe yüreğim pepe dilim
Nasıl çözüldü kelimelerin sevdaya vardığında
Kötürümlükten kurtararak yalnızlığını
Nasıl da gördün kendini Araf’ın bahçesinde
Peşmerge suikastına kurban gitmiş aynandaki yansımanda
Ansızın bir gece yarısı
O duru gece yarısı
Duru ve berrak
Berrak ve aydınlık gece yarısı
Şehre serenada yeni başlamışken
Daha yeni küçük ayı
Büyük ayı çoban yıldızı
Düşürdük kapıdan at nalını
Sorma sen beni sorma
Bilirsin sen beni bilirsin
Ağılından yorgan döşek yattığımı
Pepe yüreğim pepe gönlüm
Zamanı mıydı sence çözülmesi dilinin
IV
Bohçasını toplamış
Üşüyen durakları mesken tutmuş
Patikalarında bisiklet sürülmemiş Samanyolu
Ağzımızda geviş getirirken sevda otunu
Göremedik direklerin ardına kurulanı
Şehrin damağında pelteleşmiş hain pusuyu
Ah le yar
Ah ölüm
Gördün mü
İbrahim’in kınındaki pası
Nasıl da yuva yaptı İsmail’in boynuna
Çelik kesmiş Samanyolu
Leyl olmuş umut tortusu
Avuçlarımda kuruyan gün kurusu
Ahi dergâhından yükselen
Halâ kesilmeyen nedir uğultu
Ah aşk
Ah leyl
Ah Nehar
Ah Rabia
Tarihin ilk kadın ereni
Sevda yortunun noeli
Neydi kavuşması yakan içimizi
Nedendir bunca yükün yüklenmesi
Nasıl dile getirecekti Meryem
Rahmine yerleşen sahipsiz spermi
V
Hatim ettim sevdayı
Tane tane inen ayetleri
Katre katre yutkunarak
Ayrılığın mağaralarında inen her bir vahiyi
Kalaylayarak papirüslere
Çıkınımdan sabrı arşınlayan duayı
Tesbihlerim parmaklarım ile
La havle vele kuvvete
La havle vele kuvvete
Düşün sende
Abuk sabuk düşüncelerle
Kaptırarak istimlak edilmiş heybeni
Ne taşıdı heyben bugüne
Neydi aşklarını çürüten
Umut
Özlem
Feodal sevişmeler
Ölen her bir düşünceyi deşen akbabalar
Heyelana uğramış arzularından başka
Gördün mü bugüne dek
Firavun’un hiyeroglifinde ab-ı ceşme dair bir şey
Bundan değil miydi Musa’nın elindeki asanın
Firavuna isyan edip
Aşkla yarması okyanusu
VI
Daha bitmedi henüz bitmedi
İspinozun kanatlarında kara kuyu belirmedi
Gagası daha yarılmadı
Ayrılığın hüzzamını dillendirmedi
Daha yüreğinde taze sevdası
Sıcak
Yer yer tebessüm dokunuşlu bakışları
Ama olacak
Çanlar parçalayacak guslümüzü
Söylenecek kulağımıza ayrılığın kasidesi
Ah minen içimde sevdan
Minen kolumda ayrılığın pazubenti
Ey şadırvan
Yedi kubbenin beş başlı asesi
Ey Rabia
Tarihin ilk kadın ereni
Bayram sabahlarının çocuk sevinci
Gördün mü geceye tav oldu güneş ışıltısı
Gördün mü Yusuf’un kuyusuna düşen yüreğimi
Yusuf’un kuyusuna düştü yüreğim
Yusuf’un kuyusuna düştü yüreğim
Selçuk ERKİ